EŞİT İŞE EŞİT ÜCRET PROTESTOSU Türk Eğitim-Sen Afyonkarahisar Şube Başkanı Erol Özsoy, hükümetin kamuda ‘eşit işe eşit ücret’ için çıkarttığı 666 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin (KHK) ücret dengesizliğine yol açtığını iddia etti. Türkiye Kamu Çalışanları Sendikaları (Kamu-Sen) ve Türk Eğitim-Sen Afyonkarahisar Şubesi üyeleri, Anıtpark önünde toplanarak ‘eşit işe eşit ücret’ amacıyla çıkarılan kanun hükmündeki kararnameyi protesto etti. Grup, ellerinde tepkilerini dile getiren pankartlarla basın açıklaması yaptı. Grup adına basın açıklamasını okuyan Türk Eğitim-Sen Afyonkarahisar Şube Başkanı Erol Özsoy, eşit işe eşit ücret için çıkarılan 666 sayılı Kanun Hükmündeki Kararname’nin ücret konusunda adalet sağlamadığını söyledi. Bu düzenlemede, üst düzey yöneticilere yüksek, bazı devlet memurlarına da daha düşük oranlarda ek ödeme yapıldığını belirten Erol Özsoy, öğretmenlere, profesörlere, doçentlere, yardımcı doçentlere, araştırma görevlilerine, din hizmetleri sınıfındaki din görevlisine, sağlık hizmetleri sınıfından hekim dışı sağlık personeline, Maliye Bakanlığı, Gelir İdaresi Başkanlığı, Sosyal Güvenlik Kurumu, Türkiye İş Kurumu gibi kurumlarda çalışanlara büyük haksızlıklar yapıldığını savundu. KAMU GÖREVLİLERİMİZE VURULMUŞ BİR DARBEDİR
Özsoy, 1 milyon 400 bin memurun ek ödemelerinde artış yapılmamasını, maaşlarının yerinde saymasını, yüzde 3’lük, yüzde 4’lük zam oranlarına mahkum edilmesini protesto ettiklerini söyledi. Özsoy, çalışanlarının haklarını korumayan, onlar için hiçbir girişimde bulunmayan, hükümete baskı yapmayan kurumları da kınadıklarını bildirdi. Bu durumun Türkiye’nin dört bir yanında, ağır koşullarda, fedakarca çalışan kamu görevlilerimize vurulmuş bir darbe olduğunu anlatan Özsoy, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu da yetmiyormuş gibi en yüksek artışlar, daire başkanı ve üstü unvanlara yapılmış; bu kesimde görev yapanların ücretlendirme sistemi değiştirilerek, düşük maaş alan memurlarla yüksek maaş alanlar arasındaki makas daha da açılmıştır. Yani az alana az; çok alana çok artış yapılmıştır.” Toplu görüşmelerin başladığı 2002 yılında en yüksek maaşla en düşük maaş arasındaki fark 8.5 kat iken; mücadelenin sonucunda bunun 4.2 kata kadar düşürüldüğünü ifade eden Özsoy, şunları söyledi: “Bu Kanun Hükmünde Kararname ile bu makas yeniden 5.8 kata çıkarılmıştır. Bununla birlikte, ısrarla üzerinde durduğumuz, kamu görevlilerine yapılan tüm ödemelerin emekliliğe sayılması konusu da görmezden gelinmiştir. Ek ödemelerden damga vergisi hariç hiçbir kesinti yapılmayacak olması, bu ödemelerin emekliliğe yansımayacağı ve kamu görevlilerimizin emekliliklerinde mağduriyet yaşayacağı anlamı taşımaktadır. Kaldı ki, bu uygulama ile bir daire başkanının ücretinin yaklaşık yüzde 45’i, en düşük dereceli bir memurun ise maaşının yaklaşık yüzde 30’u emekli keseneği dışında bırakılmakta ve kamu görevlilerimiz emekliliklerinde, yüzde 50 ile yüzde 60 arasında değişen oranlarda gelir kaybına uğratılmaktadır.”
“Gecikmiş adalet, adalet değildir” diyen Özsoy, bir an önce bu düzenleme ile ilgili aksaklıkların giderilmesini istedi.
Kamuda gerçek adaletin sağlanması gerektiğini belirten Özsoy, şöyle konuştu: “Kamu görevlilerinin beklentilerine daha fazla geç kalınmadan cevap verilmelidir. Özellikle öğrettiği her harf için kırk yıl köle olunası öğretmenlerimize ve öğretim görevlilerimize yapılan bu ayrımcılık ve adaletsizlik asla hoş görülemez. Bir nesil yetiştirerek, değer biçilemeyecek bir mesleği icra edenlerin, emeklerine verilen değer bu olmamalı; öğretmenlik gibi kutsal bir meslek bu kadar hafife alınmamalıdır.” Grup, yapılan basın açıklamasının ardından dağıldı.