Rahmetli Cumhurbaşkanımız Turgut Özal'ın zehirlendiği iddiaları karşısında bile ortaya çıkan krizi yönetemediler. İktidarın, insanlarımızın zihninde bir soru işareti, bir şüphe bırakmadan bu süreci yürütmesi gerekirdi. ...

Gözden kaçırmayın

ERKMEN’DE SERA YAPIMINA BAŞLANIYORERKMEN’DE SERA YAPIMINA BAŞLANIYOR

Rahmetli Cumhurbaşkanımız Turgut Özal’ın zehirlendiği iddiaları karşısında bile ortaya çıkan krizi yönetemediler. İktidarın, insanlarımızın zihninde bir soru işareti, bir şüphe bırakmadan bu süreci yürütmesi gerekirdi. Son on yıllık süreç içinde bu iktidar, dokunulmazlık meselesi başta olmak üzere, bir sistem dahilinde hiçbir meseleyi çözememiştir.” “Sancılı bir coğrafyanın tam ortasında varlığımızı devam ettiriyoruz. Elbette vatan toprağına sahip çıkmanın büyük bir bedeli vardır. Yeryüzündeki en pahalı kara toprağın üzerindeyiz. Niye en pahalı kara toprağı üzerindeyiz? Çünkü, bedelini ağır ödedik. Canlar ve kanlar verdik. Bunu yaşatabilmenin yolu da bu milleti bir ve beraber tutabilmekten geçmektedir.” “Siyasetin dili, ‘Bahtsız Bedevi’ polemiği düzeyine indirildi” “Şu son bütçe müzakerelerinde, Meclis’te yapılan tartışmaları izlediniz. ‘Bahtsız Bedevi’ polemiği düzeyine indirilmiş bir siyaset dilinin Türkiye’ye bir katkı sağlayacağına inanmıyorum. Milli iradenin tecelligahı olan TBMM çatısı altında siyasi seviyenin nerelere kadar düşürüldüğünü ibretle izliyoruz.”
(DP Basın Merkezi-16 Aralık 2012) Yurt içi gezilerini sürdüren Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Gültekin Uysal Sınır Şehri Hatay’dan seslendi ve “Türkiye, pek çok krizi iyi yönetemiyor. Son on yıllık süreç içinde bu iktidar, dokunulmazlık meselesi başta olmak üzere, bir sistem dahilinde hiçbir meseleyi çözememiştir” dedi.
DP Hatay İl Başkanlığı tarafından düzenlenen “1. Hatay İl Divanı” toplantısına katılan DP Lideri Uysal konuşmasında şunları kaydetti:   “Dış politika meselelerini iç politikada kullanma gayretinin ülkeye ödettiği bedelleri hep birlikte gözlemliyoruz.”
“Türkiye, Suriye meselesinde hiç olmaması gerektiği halde, bir çatışmanın tarafı olmuş bir dış politika hareketiyle, karşı karşıya bırakılmıştır. Dış politika meselelerini iç politikada kullanma gayretinin ülkeye ödettiği bedelleri hep birlikte gözlemliyoruz. Bu hadiseleri öngöremeyen, 22 Haziran’da düşürülen uçağı ile caydırıcılığı sorgulanan bir Türkiye vardır artık. Hatay’dan sesleniyorum: Türkiye, bütünlüğünü koruyarak, kendi meselelerini hallederek, bu bölgedeki barışın tesisi noktasında önemli vazifeler icra edebilecek kapasitesini ortaya koymalıdır. Aradaki hatları kopartarak, dış politika teamüllerinin dışına çıkarak yapılan yanlışlarla Türkiye’nin yol alabilme imkanı yoktur. Birilerinin siyasi ihtirasları için yaşattığı acılara rağmen, bölge milletlerinin bu barışı kendilerinin tesis edeceğine inanıyorum. Bu coğrafyanın sahiplerinin kendi meselesine sahip çıkarak, burada barış tesis edebilme şansı vardır. “Mülkiyet hırsına kapılanlar, sistemin efendisi olmak istiyorlar” Türkiye’nin 2 önemli köklü siyasi hareketten birisi olan DP olarak, bu büyük yolculuğu devam ettiriyoruz. Gücü hep millette aradık. Yalnız başımıza bile kalsak, bütün yol levhaları milleti gösteren bir siyasi hareket olarak, yine milletin öncelikleriyle hareket edeceğimizi bir kez daha belirtmek isterim. Sistemi değiştireceğiz diye yola çıkanların, iktidar olduklarında adeta sistemin mülkiyetini üzerine geçirircesine, mülkiyet hırsına kapılarak sistemin efendisi olma gayretlerini kabul edemeyiz. Herkesin hukukundan emin olduğu bir Türkiye’yi yaşatmak için yollardayız. Kendimizde, Türkiye’nin geleceğini inşa edecek gücü ve birikimi görüyoruz. “Siyasetin dili, ‘Bahtsız Bedevi’ polemiği düzeyine indirildi” Şu son bütçe müzakerelerinde, Meclis’te yapılan tartışmaları izlediniz. ‘Bahtsız Bedevi’ polemiği düzeyine indirilmiş bir siyaset dilinin Türkiye’ye bir katkı sağlayacağına inanmıyorum. Milli iradenin tecelligahı olan TBMM çatısı altında siyasi seviyenin nerelere kadar düşürüldüğünü ibretle izliyoruz. “İktidar, Özal’ın zehirlendiği iddiaları ile ortaya çıkan krizi bile iyi yönetemedi.” Türkiye, pek çok krizi iyi yönetemiyor. Rahmetli Cumhurbaşkanımız Turgut Özal’ın zehirlendiği iddiaları karşısında bile ortaya çıkan krizi yönetemediler. İnsanlarımızın zihninde bir soru işareti, bir şüphe bırakmadan bu süreci yürütmesi gerekirdi. Son on yıllık süreç içinde bu iktidar, dokunulmazlık meselesi başta olmak üzere, bir sistem dahilinde hiçbir meseleyi çözememiştir.
Muhalefet partisi olarak vazifemiz hakikatleri, yalanlardan ayırmaktır. Milletimize meseleleri en çıplak haliyle anlatmalıyız. Gerçekleri haykırmak durumundayız. Çünkü, doğru yolda olanlarının görünmez orduları vardır. Onlar bizi aramaktadırlar. Onların gözleri de kulakları da bu salondadır.
10 yıldır dilleriyle iktidar, sözleriyle muhalefet oldular. Artık suçlayacak ne Cumhurbaşkanı, ne Danıştay ne Yargıtay mazeretleri kalmıştır. Artık sadece ana muhalefet sermayesi kalmıştır. İktidar, CHP’nin yerini sömürme gayreti içindedir. Biz ise yapıcı bir siyaseti ortaya koymaya gayret ediyoruz. “Birileri varsın başka diyarlarda kendilerine gelecek arasınlar “ Bugün birilerinin hiç hak etmemesine rağmen sahip çıkmaya çalıştığı bizim geçmişimizden, kendisine meşruiyet devşirmeye çalıştığı iklim içinde, bu büyük davanın sahipleri kendi geçmişine sahip çıkacaktır, beraber sahip çıkacağız. Dışarıdan birilerinin misyonumuzu yağmalamaya çalıştıkları bir ortam içinde ‘ben varım ve bu davanın sahibiyim’ diyerek burada bulunanların faziletlerini kimse sorgulayamaz. Başka siyasi partilere savrularak hala gözleri burada ve burayı suiistimal etmeye çalışanlara hakkımızı helal etmiyoruz. Bizim işimiz onlarla değil, milletledir. Birileri varsın başka diyarlarda kendilerine gelecek arasınlar. “Yeryüzündeki en pahalı kara toprağı üzerindeyiz.” Sancılı bir coğrafyanın tam ortasında varlığımızı devam ettiriyoruz. Elbette vatan toprağına sahip çıkmanın büyük bir bedeli vardır. Yeryüzündeki en pahalı kara toprağın üzerindeyiz. Niye en pahalı kara toprağı üzerindeyiz? Çünkü, bedelini ağır ödedik. Canlar ve kanlar verdik. Bunu yaşatabilmenin yolu da bu milleti bir ve beraber tutabilmekten geçmektedir.