Henüz 34 yaşında olan ve Gent Belediye Başkan Yardımcılığı görevini yürüten Emirdağlı Resul Tapmaz, kendisi ve geleceğe yönelik hedefleri konusunda Emirdağ Köprü dergisine konuştu. 1977 ...

Gözden kaçırmayın

ERKMEN’DE SERA YAPIMINA BAŞLANIYORERKMEN’DE SERA YAPIMINA BAŞLANIYOR

Henüz 34 yaşında olan ve Gent Belediye Başkan Yardımcılığı görevini yürüten Emirdağlı Resul Tapmaz, kendisi ve geleceğe yönelik hedefleri konusunda Emirdağ Köprü dergisine konuştu. 1977 yılında Gent’te dünyaya geldiğini ifade eden Gent Belediye Başkan Yardımcısı Resul Tapmaz; “Büyükbabam 1960’larda buraya ilk gelenlerden biri. Dedem buraya işçi olarak gelmiş. Çok kısa bir dönem maden ocaklarında çalışmış sonrasında burada tekstil fabrikalarında çalışmış. Sonra eşini getiriyor, çocuklarını getiriyor derken bizim aile buraya yerleşiyor. Zaten geliş amaçları da biraz para kazanıp tekrar Türkiye’ye dönmekmiş. Ama burada kalmış. Ben burada doğup büyüdüm. Eğitimimin ardından burada iş hayatına atıldım babamla beraber. Gent’in aşağı yukarı ilk Türk esnaflarından biriymiş babam. Burada 35-40 yıldır esnaflık yapıyor. Babam ilk işyerini 1976’da şu anki Dünya Dekor’un olduğu yerde açmış. Bundan önce de iki yıl Türk kahvesi işletmiş. Çeşitli sektörlerde iş yapmış. Ben, 18 yaşında Sosyalist Partiye üye oldum. Aktif görevlerde bulundum, çalışmalara katıldım. Zaten toplumsal olaylara duyarlı biriyim. O dönemde Belçikalı bir milletvekili bana teklif etti. 1998 partiye kaydolduğum yıl hiç unutmam. O zaman siyaset konuşuyorduk bu kişiyle. Şu anda siyaseti bıraktı bu adam. Partiye üye olduktan sonra çalışmalara katıldım işte. Sonrasında parti yönetiminde, il yönetiminde aktif görevlerde bulundum” dedi. “Siyaset yapmak için, öncelikle insanları sevmeniz lazım” diyerek sözlerini sürdüren Tapmaz; “İdealist olmanız lazım. Çeşitli alanlarda ben topluma bir şeyler vermek istiyordum. Çünkü o toplumun içinde yetişmişin, o toplumun sorunlarıyla yoğrulmuşun ve sorumlu bir kişi olarak bu topluma da bir şeyler vermem lazım diye düşünüyordum. Topluma katkılarda bulunmam lazım veya bazı şeyleri değiştirmem lazım diye düşünüyordum. Zaten Sp.a partisinin yabancılara çok önem verdiğini biliyordum ben o zamanlar. Bunu da yaptıkları çalışmalarda hissediyorsun. Benim üye olduğum dönemde Fatma Pehlivan vardı partide” diye konuştu. Daniel Termont İdolüm Parti içinde kendisinin siyaset hocası olarak gördüğü farklı insanlar olduğunu ifade eden Tapmaz; “Onları örnek alıyorum, onların çalışmalarını örnek alıyorum. Benim şu anki siyaset hocam yani idolüm Daniel Termont yani Belediye Başkanı. Geçmişi de ilginç Termont’un. Bir işçi çocuğu Termont, bir hurdacının oğlu. Büyük mücadelelerle Belçika’nın en büyük şehirlerinden birine Belediye Başkanı olmuş. İlginç de bir hayat hikayesi var. Bunun yanında örnek aldığım birkaç siyasetçi daha var Sosyalist Partisi’nden. Gent Belediye Başkan Yardımcısı Resul Tapmaz; “Benim hatırladığım kadarıyla Cemal Çavdarlı vardı burada. Benim siyasetle ilgilendiğimi ilk yıllarda Türk toplumu fazla bilmiyordu. İlk etapta çevremden akrabalarımdan olumlu tepkiler aldım. Arkadaşlarımdan, Belçikalı tanıdıklarım dan… Ama şöyle birşey vardı; Resul zaten yoğun biri siyaseti yeşillik olsun, laf olsun diye yapıyor diyenler oldu. Ama bugün öyle olmadığını ispatladım, bu da belli bir zaman aldı. 3000’e yakın tercihli oy almam bunun en güzel örneklerinden biri. Bunun dışında meclis üyesi seçildikten sonra çok önemli bir komisyonun başkanlığını üstlendim. Bu görevi Daniel Termont’un bana güvenerek vermesi bir diğer örneği bunun. Tabi insanların biraz önyargılı olması normal. Bunları aşmak için çalışmak lazım. “Olaylara Pozitif Bakmayı Severim” Yapılan eleştirilere pozitif bakmayı sevdiğini söyleyen Tapmaz; “Bilerek veya bilmeyerek beni köstekleyenler de oldu tabi, şimdi de oluyor. Ama bizim toplum içinde sessiz bir çoğunluk var. Ben bizim sessiz çoğunluğun sağduyusuna aklı selimine inanıyorum. Zaten yapılan seçimlerde aldığım yüksek orandaki oylar da bunun bir kanıtıdır diye düşünüyorum. Ama geçmişte olduğu gibi her zaman “meyve veren ağaç taşlanır”. Ben olaylara pozitif bakmayı severim. Eğer biri sizi haksız yere eleştiriyorsa o kişi size gizli bir hayranlık duyuyordur. Bu yüzden biz işimize devam ediyoruz” dedi. En Önemli Sorun: Eğitim – Öğretim Yurt dışında yaşayan Türklerin en büyük sorununun eğitim ve öğretim olduğunu belirten Tapmaz, “Bunu analiz etmek için geçmişi bir gözden geçirmek lazım. İşçi olarak geldik biz buraya. Ama görüyoruz ki şimdi çok güzel gelişmeler var. İşadamlarımız var, işverenlerimiz var, akademik düzeyde insanlarımız var, avukatlarımız var yani toplumun bütün alanlarında aktif rol oynayan Türkler var. Bence bu çok büyük bir başarı. Bunun yanında her toplumda olduğu gibi bizim de bazı özel sorunlarımız var. Tabi 40-50 yıl önceki sorunlarımızla şu anki sorunlarımız farklı. 50 yıl önce dil sorunumuz vardı, uyum sorunu vardı. Bence bizim şu an en büyük sorunumuz eğitim-öğretim. Bunun yanında da işsizlik. Şu anda yabancı kökenli gençlerimizin %30’u işsiz durumda rakam çok büyük. Bu sorunu çözmek istiyorsak herkesin elini taşın altına koyması lazım” ifadelerine yer verdi. Veliler, çocuklar, sivil toplum örgütleri, eğitimciler başta olmak üzere herkesin bu bilince varması gerektiğinin altını çizen Tapmaz; “Üniversite ve yüksekokullardaki sayımıza baktığımızda çok azız. Bunun akabinde de işsizlik var. Ben, şu an 5000 işçi ve memurun çalıştığı bir kurumun yöneticisi konumundayım. Zor bir dönemde göreve başladım. Mali bir kriz vardı. Buna rağmen 130 kişilik bir kadro açtım ben. Özellikle işsiz olanlar için, diploması olmayanlar için yabancıların yoğun olduğu yerlerde ev ziyaretleri yaptım. Bu çalışmayla 130 kişilik kadroyu doldurdum. Burada iş dünyasına çok büyük işler düşüyor. İş dünyasının bu gençlere iş imkanı sağlaması lazım” diye konuştu. “Uyum Konusunda Çok Yol Kat Ettik” “Uyum konusunda diğer toplumlara göre bizim epey bir yol kat ettiğimizi görüyorum” diyen Tapmaz; “Bizim Belediye Başkanı da bunu her yerde söylüyor. Benim en büyük şansım diyor Gent’teki yaşayan büyük bir topluluğun Türk olması diyor. Yani bu uyum konusunda yol kat ettiğimizin bir göstergesi. Dil sorunu da uyumu zorlaştırıyor. Vatandaşlarımızın maksimum düzeyde dil öğrenmeleri gerekiyor. Artı katılımcı bir toplum olmamız gerekiyor. Biz mahalle toplantıları yapıyoruz. Her ay bir mahallede toplantı yapıyoruz özellikle yabancıların yoğun olarak yaşadığı yerlerde o toplantılara bir tane Türk katılmıyor. Bu çok üzücü bir olay. Yani burada bir sorun var demek. Burada hem bize hem de sivil toplum örgütlerine görevler düşüyor. Bilinçli olmamız lazım. Sen kendi şehrinde mahallende ne olup bittiğini bilmiyorsan bir sorun var demek” eleştirisinde de buludu. Kendisine yönelik olarak yapılan eleştirilere de yanıt veren Gent Belediye Başkan Yardımcısı Resul Tapmaz; “Anlamaya çalışıyorum bu eleştirileri anlayamıyorum. Biz yıllardır şunu hatırlıyoruz. Emirdağ’ın Belediye Başkanı gelir vatandaşlardan para toplanır, Emirdağ’a hizmet için bazı araçlar alınır. Alınan araçlar da eski olur. Ama iş gören araçlar olur. Bana da burada bir fırsat gelmiş önüme. O araçlar hurda araçlar değil. Burada sağlam olan kullanılabilir araçlar. Ben bunu Konya’ya da hibe edebilirdim başka yerlere de ama dedim ki memleketimize hibe edelim, memleketimize yönlendirdim. Benim gücüm buna yetiyor eğer varsa bunun yenisini hediye edecek o arkadaşı da giderim alnından öperim yani. Tabi insanların eleştirme hakları var ama anlam veremiyorum bu eleştirilere” dedi. “Emirdağ’da AB Birimi Kurulmalı” Emirdağ için fikri olduğunu da belirten Tapmaz, “Bizim şu an Avrupa Birliği havuzunda çok büyük bir kapasite var. Bizim şehirlerimize, ilçelerimize büyük katkılar sağlayacak projeler var. Eğitim konusunda olsun, kültür konusunda olsun, şehir planlaması konusunda olsun çok büyük imkanlar var. Türkiye’nin bazı şehirleri bu olayı kavramış ve bu yönde de çalışmalar başlatmış. Avrupa Birliği projeleriyle ilgili bazı birimler kurulmuş. Emirdağ zaten Avrupa’yla güçlü bağı olan bir şehir olduğu için Emirdağ’da böyle bir birimin acilen kurulması lazım. Afyon’da bu birim kuruldu yanılmıyorsam. Yani böyle bir kurumun olması lazım ki projeler devamlılık gösterebilsin. Bunu bir eleştiri olarak söylemiyorum bu kurumların oluşturulması ve devamlılığın sağlanması gerekiyor” yorumunda bulundu. Tapmaz eleştiriler arasında yer alan bir başka konuda da şu sözlere yer verdi; “Bu konu üzerinde çok tartışıldı çok konuşuldu. Spekülasyonlar oldu bu konuda. Ben o zaman da söyledim şimdi de söylüyorum bu yıl 1300 vatandaş geldi ve İslami usullere göre istediği şekillerde kurbanını kesti. Hatta geçen yıla göre 100 tane kurban fazla kesilmiş. Eleştiri yapılırken önemli olan burada üzüm mü yemek bağcıyı mı dövmek? Bizim amacımız hizmet. Vatandaşın isteği her yıl olduğu gibi kanunlar çerçevesinde kurbanını kesmektir. Biz bunu sağladık. Ama bu yıl bazı spekülasyonlarla insanların beyni karıştırıldı. Ben inanın buna çok üzüldüm. Ama hiç kimseye kırgın değilim. Siyasette kin olmaz, kırgınlık olmaz. Bu eleştirilerin kasıtlı olup olmadığını da vatandaşın takdirine bırakıyorum. Yine söylüyorum özellikle Belçika’da bizim ibadetle ilgili bir sıkıntımız yok. Bakın söylüyorlar Rabot bölgesinde belediye cami sözü verdi ama yapmayacak diyorlar ben buradan vatandaşlarımıza söz veriyorum o cami orada Allah’ın izniyle yapılacak ve açılışına da şimdiden bu cami yapılmayacak diyen arkadaşları davet ediyorum.” “En Çok Yumurtalı Pideyi Özlüyorum” Eskiden Emirdağ’a o perdeli minibüslerle günlerce süren bir yolculuk yapardık. Yolculuk sonrası Emirdağ’daki akrabalarımızla buluşmak mesela o günleri çok özlüyorum. Emirdağ’ın havasını, atmosferini, türkülerini özlüyorum. Memleketle bağınız varsa bunlar sizin duygularınızı hep okşuyor. Emirdağ’ın özellikle yumurtalı pidesini özlüyorum. Emirdağ’a geldiğimizde Kacerli Mahallesi’nde yumurtalı pide yemeden geçmiyoruz. Emirdağ gibi Dünya’nın göç veren şehirlerine baktığımızda bu şehirlerin sorunları aşağı yukarı aynıdır. Bu İtalya’da da aynıdır Amerika’da da aynıdır. Emirdağımız kırsal bir kesim zamanında çok göç vermiş. Hala da vermeye devam ediyor. Bir kısım büyükşehirlere gidip orada iyi yerlere gelmiş. Bizim dedelerimiz de Avrupa’ya göç etmiş. Artık nesiller değişti. İnsanların beklentisi şu; yaz tatillerinde veya tatillerinde insanlar çoluğuyla çocuğuyla rahat edebilecek gezebilecek ortam bulabilmeli. Kent Ormanı yapıldı, güzel tesisler açılıyor havuzlu, bu işlere atılan Avrupa’da işadamlarımız var. Yani vatandaşın oraya geldiğinde vakit geçirebileceği ortamlar hazırlanmalı. Çünkü ilk nesil gittiğinde bir ay Emirdağ’da kalıyordu. Ama artık genç nesil turlarla Antalyalara, Bodrumlara, İzmirlere gidip Emirdağ’a sadece bir kabristan ziyaretine veya akraba ziyaretine geliyor. Emirdağ’da birkaç gün kalıp sonra tekrar dönüyor. Bu bir gerçek yani bunu evirsek de çevirsek de bu böyle. Bunu çeşitli çalışmalarla projelerle, Avrupa ile olan bağları güçlendirerek o gençlerin Emirdağ’da üç gün yerine birkaç hafta kalmasını sağlamak gerekiyor. Bunun için de Emirdağ’daki sosyal faaliyetlerin ve sosyal tesislerin daha da geliştirilmesi lazım. “Emirdağ’ın Kendine Yetmesi Lazım” Bunun yanında Emirdağ sadece Avrupa’ya bağımlı olmamalı. Artık bu zihniyetin değişmesi lazım. Emirdağ’ın kendi kendine yetmesi lazım. Organize sanayi bölgesi bunun için iyi bir başlangıç. Emirdağ’da zihniyetin de değişmesi lazım. Şu an orada doğup büyüyen bir gencin tek düşüncesi Avrupa. Bu Emirdağ’ın hem ekonomisine, hem gelişmesine hem de sosyolojik durumuna zarar veriyor. Bu yüzden orada yetişen yeni neslin artık geleceğini orada araması lazım. Yoğun bir programınız var Gent’te. Hiç yorulduğunuz veya sıkıldığınız oluyor mu? Çok genç yaşta siyasete girdik. Siyasette bazı bedelleri de ödüyorsunuz. Ailenizi, çocuklarınızı ihmal ettiğiniz zamanlar oluyor. Tabi böyle şeyler insanı üzüyor. Ama diğer taraftan vatandaşa verdiğiniz hizmetler yani bütün Gent toplumuna verdiğiniz hizmetlerden dolayı bir teşekkür bir Allah razı olsun aldığınız zaman her şeyi unutuyorsunuz. Sağolsun vatandaşlarımız bazen tebrik ediyor, bazen çiçek gönderiyor, bazen teşekkür ediyor, bazen Allah razı olsun diyor… Çok insanın hayır duasını alıyoruz bizleri de ayakta tutan bu.”dedi.