CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara Çubuk'ta katıldığı şehit cenazesinde uğradığı linç girişimine ilişkin açıklamada bulundu. "Bir siyasal baskı olmasa böyle bir tablo ortaya çıkmaz" diyen Kılıçdaroğlu, "Bunun dışında bir şey söylemek istemiyorum" dedi.

DP Genel Başkanı Gültekin Uysal, Kemal Kılıçdaroğlu'na geçmiş olsun ziyaretinde bulundu. Görüşme sonrası CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal ile açıklamalarda bulundu. Kılıçdaroğlu şunları kaydetti:

Baharın gelmesi için çaba harcayacağız. O baharı bütün Türkiye coğrafyasına yayacağız. Bir siyasal baskı olmasa böyle bir tablo ortaya çıkmaz. Bunun ötesinde bir şey söylemek istemiyorum.



Uysal da açıklamasında şunları söyledi:

“Şehit cenazesinde CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na yapılan saldırıyı şiddetle kınıyor, geçmiş olsun dileklerimi paylaşıyorum.

Türkiye, çok uzun süredir yüksek gerilim hattında seyrediyor. Şehit cenazesinde bugün CHP Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu’na yapılan saldırı, bu kutuplaşmanın, toplumun hangi tehlikeli eşiğe geldiğinin, hangi tehlikeli eğişe getirildiğinin en son göstergesidir.

Bu ülkenin ve milletin ortak değerleri siyasi alanda mücadele aracı yapıldı, suistimal edildi, yağmalandı. Maalesef şehit cenazeleri bile bu toplumun birlik olamayacağı yerler haline getirildi.

Ortadoğu’da yanan ateşin Türkiye’ye daha da fazla sıçramaması; ‘Demokratik-Hukuk Devleti’ hüviyetiyle Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin her bir vatandaşına sunduğu huzurun, refahın ve güvenliğin manasını, özellikle yönetenleri, yönetmeye talip olanları, yeniden idrak etmeye davet ediyorum.

Siyasette husumetin körüklenerek fayda elde edileceğini düşünenler, bu gelinen linç noktası sizin eseriniz!

Sayın Kılıçdaroğlu’na yapılan saldırı, siyasi partileri, liderleri ve onlara destek veren seçmenleri ‘illet-zillet’ diye yaftalayarak gelinen bir tehlikeli eşiğin geçildiği noktadadır.

Türk insanı ile Türk insanı arasına maalesef acı verici ve yeni acılar üretici bir şekilde duvarlar örüldü. Acılarında ve sevinçlerinde bir araya gelemeyen bir toplum ruhen, kalben bölünmüş demektir.

Bu nahoş hadisenin halka kin ve düşmanlığı telkin eden dilin bir sonucu olduğunu düşünüyor, bu tehlikeli mesele üzerine özellikle siyasilerin ve kanaat önderlerinin açıklamalarına dikkat edeceğini umuyorum.”