Doğu Türkistan, soydaşlarımızın olduğu bir bölge. Türk oldukları ve dinlerini yaşamaya çalıştıkları için zulme uğruyorlar. Dünya bu zulme kör, sağır.  Tabir-i caizse üç maymunu oynuyorlar. Eğer bu zulme uğrayan Avrupa’dan, İsrail’den veya herhangi bir çağdaş! görünen ülkeden biri olsa bütün dünya ayağa kalkardı.

 Yazımızın bu kısmında,haber7.com internet sitesi yazarlarından, Serkan Üstüner’den faydalanacağız:







‘’Doğu Türkistan, Çinlilerin taktığı isimle “Şin – Can” yani yeni kazanılmış toprak demek. Bu kelimeyi asla ve asla kullanmayacağız ama neden “Şin – Can” dediklerini söylemek adına önemli. 60 yıldan fazladır zulüm altında Türk kardeşlerimiz. Şimdiye kadar görmedikleri işkence metodu yok. Çin gibi kapalı bir devletin zulmü altında kaldıkları için seslerini duyurma şansları çok yok. Gerçi Müslüman olunca hele bir de Türk olunca zaten dünyanın gözleri kapalı, kulakları sağır oluyor. Yine tek ses Türkiye’den ve Türk milletinden geliyor ama o da zalimin duvarına çarpıyor.

1993’ten bu yana Doğu Türkistan’da eğitim dili Çince (zorunlu). Oruç tutmak sağlığı bozduğundan yasak. 2008’den bu yana dini nikah da yasaklandı. Cami ve mescitlere girişi de öyle. Türk Bayrağı ve Ay Yıldız ya da Türk Bayrağı’na benzer bir figür mü var? İşte o zaman cezaevinde üç yıl sizi bekliyor ve artık Çin devleti tarafından sakıncalı grubuna dahil edildiniz.



Yolda herhangi birine “Selamün Aleyküm” dediniz. Diyemezsiniz. Çünkü bu dinde radikallik içeriyor ve yasak.



İslam ve Türk isimlerini çocuklarınıza koyduğunuz zaman anında suçlusunuz ve çocuğunuzun ismi Çince bir isimle değiştiriliyor.



Çin’in güvenlik güçleri yakın zamanda işi öyle bir azıya almışlar ki, artık evlere baskınlar verip başörtülü kadınların olup olmadığını kontrol ediyorlar.







TOPLAMA KAMPLARI!

2017 yılından itibaren toplama kampları adı altında Doğu Türkistanlı kardeşlerimizin DNA’sı toplanıyor, kısırlaştırılıyor. Burada yaklaşık 3 milyon Uygur Türk’ü var. Her türlü işkenceye maruz kalıp, Çin’in çizdiği sınırlar dahilinde bir hayata zorlanıyorlar. Allah’ı inkar etmeleri ve dinlerinden dönmeleri isteniyor. Yapmayanlara karşı ağır, sistematik işkenceler uygulanıyor. Bilinçaltı uygulamalarıyla buradaki Türkleri intihara meyilli kişiler haline getirip intihara sürüklüyorlar. Yakın zamanda kamplarda intihar vakalarının artmasının nedeni de bu.







Çin, dünyanın gözü önünde bir soykırım yapıyor ve hiç kimseden ses çıkmıyor. Şu anda Doğu Türkistan’da demografik yapı bozulmak üzere. Çin nüfusu yüzde 47’ye kadar geldi. Kısırlaştırma ve işkencelerle 3 yıl sonra nüfus Çin lehine dönecek ve artık bu Türk toprağını resmen ilhak etme hakkını kazanacak. İşin sadece nüfus değil ekonomik ve stratejik boyutu da var ama o da öteki yazıya nasip’’.(1)

Evet Doğu Türkistan gündemimiz olmalı, soykırıma uğrayan soydaşlarımızı savunmak, bu zulmü en azından duyurmak vazifemiz olmalı. Evimizde; basından, sosyal medyadan bütün bu olan vahşeti seyrederken bir şey yapamamanın verdiği ezikliği Hazreti Ali’nin "Bir Zulme Engel Olamıyorsanız Onu Herkese Duyurun!" sözü bir parça olsun giderdi. İnanın seyrettiğimiz ve görüntülerini görüp dayanamadığımız  bu vahşeti taraf olarak siz okuyucularımıza duyuruyoruz. Elimizden gelen budur.



Zülum gören soydaşlarımıza ,din kardeşlerimize Allah’tan sabır, güç ve dayanma gücü diliyorum.Allah yardımcıları olsun..





Lokman ÖZKUL



[email protected]

Eğitimci-Yazar



(1) [email protected] (22.10.2018)