Adalet ve Kalkınma Partisi Afyonkarahisar Milletvekili Halil Ürün, Türkiye’de insanların kendi kimliklerini inançlarını ifade etmeye başlamalarının geçmişinin yeni olduğunu belirterek, “Bu memlekette insanlar kendilerini yeni yeni ifade etmeye başlamışlardır. Bunun nedeni ise bu aziz millete uygulanan özel bir psikolojik harp sonucu birbirlerini ötekileştirmiş olmalarıdır” dedi. Ürün, İhsaniye’nin Döğer beldesinde 3. Düzenlenen Seyyid Cemal Sultan’ı anma etkinliğine katıldı. Burada bir konuşma yapan Ürün, 20. yüzyılın hem Müslümanlar hem de Hıristiyanlar için kötü bir asır olduğunu ve bunların Türkiye’ye de yansıdığını ifade etti. Ürün şöyle konuştu: “Bu memlekette insanlar kendilerini yeni yeni ifade etmeye başlamışlardır. Bunun nedeni ise bu aziz millete uygulanan özel bir psikolojik harp sonucu birbirlerini ötekileştirmiş olmalarıdır. Baktığımız zaman 20. yüzyılın gerek İslamiyet gerekse Hıristiyanlık için kötü bir yüzyıl olmuştur. 20. Yüzyılda her neye inanırsa inansın inanan insanların alın terini ve emeklerini sömürmek için özel gayretlerle kurulan sistemlerin çatışmaları milyonlarca insanın ölümü ile bitmiştir. Burada hem birinci hem de ikinci dünya savaşını kastediyorum. Ateizm bu çağda yüz bulmuş, bu çağda devlet sistemi olma iddiasına gelmiş, Rusya’da hükümet olmuştur. Rusya gibi pek çok topluluğun pek çok inanca sahip insanların yaşadığı bir yerde komünizm, ateizm adına maalesef hem Müslümanlara hem de Ortodokslara hem de Katoliklere zulüm etmiştir. Binlerce, milyonlarca insanını sürmüştür. Tüm bunların yansımaları bu ülkeye de olmuştur. Bu yüzyılın başından itibaren Türkiye’de de çok ciddi tartışmalar çıkmıştır. Bugün ne kadar şükretsek azdır. Bu ülkede ezan-i muhammediyeyi yasaklamışlardır. Daha 1950’lerde Allahü Ekber denmeye başlamıştır. Pek çok yasağı yeni yeni kaldırıyoruz. Daha dün 28 Şubat sürecinde insanlar ötekileştirilerek zulme uğramıştır.” -MİLLET SORUNLARINI KONUŞARAK ÇÖZECEK Türkiye’de yaşayan insanların sorunlarını her zaman diyalogla çözebileceğine inandığını ifade eden Ürün, şöyle dedi: “Bu milletin asli unsuru olan vatandaşlarımız, kendinizi asla ikinci sınıf veya ötekileştirmiş olarak görmeyin. Zaman gelmiş bu millet sabırla, isyan etmeden, konuşarak, siyasetle, sevgiyle hiçbir şekilde kırmadan dökmeden sorunlarını çözmeyi becermiştir. Ne zaman ki bu millet kavga ediyorsa bilin ki bu millet dışında birileri ortalığı karıştırıyordur. Hangi inançtan olursa olsun bu millet sorunlarını kavga etmeden, konuşarak çözebilecektir. Türkiye’de herkes inancını samimi olarak hem ifade edebilmeli hem de yaşayabilmelidir. Bizim birbirimizden farkımız yoktur. Birbirimizi ötekileştirerek bir yere varamayız.” Hacı Bektaşi Veli, Hacı Bayram Veli ve Mevlana’nın Türkiye’nin ortak değerleri olduğunu ifade eden Ürün, cem evlerinin dergah olarak açılması halinde ibadethane olarak kabul edilebileceğini kaydetti: “Aleviliği İslam dışında tutan profesörler olmasına rağmen, Aleviliği ateizm ateizmle eşit tutan profesörler olmasına rağmen bir kısım dedeler de ‘Biz Muhammed sallallahüaleyhi vesellemle, ehli beyt sevgisi ile Hz Ali sevgisiyle, Hz Fatıma validemizin soyuyla, Hz Hüseyin ve Hz Hasan’ın sevgisiyle yaşıyoruz. Hacı Bektaşi Veli bizim pirimizdir, hünkarımızdır’ diye ifade etmektedirler. Hacı Bektaşi Veli bu memlekette yaşayan insanların büyük çoğunluğun piridir. Hacı Bayram Veli, bizim pirimizdir, Yunus Emre bizimdir, Celalleddin Rumi Mevlana Hazretleri bizim pirimizdir, bizim değerimizdir, bizim bilgemiz, bizim filozofumuzdur. Ama biz bunları bilmiyoruz. Celallendin Rumi Mevlana Hazretleri nedir bilmiyoruz, Hacı Bektaşi Veli Hünkar Hazretleri ne diyor bilmiyoruz, Seyyid Cemal Sultan bize ne öğütlüyor maalesef yeteri kadar bilmiyoruz. Tarih övünmek veya dövünmek için değil, ders almak için vardır. Tarihimizi ve tarihimizdeki önemli şahsiyetleri anlamak ve öğrenmek için gayret göstermek ve eğitim faaliyetleri düzenlemek boynumuzun borcudur. Eğer cem evleri bir dergah olarak açılacaksa başımızın üstünde yeri vardır ve elbette ki ibadethanedir. Bu memlekette kapatılan dergah sadece cem evleri, alevi, Bektaşi dergahları değildir. Bu memlekette Nakşibendi dergahları da kapatılmıştır. Onların dedeleri de büyük zulümler görmüştür. Bu memlekette Mevlevi dergahları da kapatılmış ve onlar da çok ciddi zulümler görmüşlerdir. Sonuç ise ortadadır. Mutsuz insanlar, paramparça kültürler ve birbiri ile didişen bir ülke. Buna asla fırsat vermemeliyiz. Biz iyi bilgilendiğimiz ve gayret edip çalıştığımız ve ataletten kurtulduğumuz zaman birbirimize olan saygımız ve sevgimiz artacaktır. Çünkü bilgi güçtür. Eğer biz Allah’ı bilmezsek sevemeyiz, peygamberi bilmezsek sevemeyiz, Hz Ali efendimizi bilmezsek sevemeyiz. Sevmek için bilmek durumundayız. Bildikten sonra sever, sevdikten sonra dabu bölgede huzur ile yaşar gideriz. Unutmayalım ki sevgi ve mutluluk paylaşılırsa çoğalır, üzüntüler paylaşılırsa azalır.” Etkinliklerde konuşan Kartal Cemevi Vakfı Başkanı İsmail Saçlı ise Alevilerin özellikle cemevlerinin ibadethane sayılması noktasında mutlaka gayret gösterilmesi gerektiğini söyledi. İhsaniye Kaymakamı Ömer Faruk İlhan ise alevi vatandaşların Seyyid Cemal Sultan’ı anma etkinliklerinde devletin her türlü olanağı ile destek verdiğini kaydetti. Konuşmaların ardından halk müziği sanatçılarının türküler söyledi. Türkiye’nin pek çok ilinden alevi vatandaşların katıldığı anma etkinlikleri lokma dağıtımı ve semah dönülmesi ile sona erdi. Etkinliğe AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili Halil Ürün’ün yanı sıra İhsaniye Kaymakamı Ömer Faruk İlhan, Döğer Belediye Başkanı Ömer Güngör, Yaylabağı Belediye Başkanı Ahmet Keskin, Gazlıgöl Belediye Başkanı Selahattin Keskin, AK Parti İl Yönetim Kurulu Üyeleri Semai Kaya, Ahmet Keser, AK Parti İhsaniye İlçe Başkanı Lokman Ekici, İl Genel Meclisi Üyesi Hilmi Tiril ile çok sayıda alevi derneği başkanı, üyesi ve çok sayıda vatandaşlar katıldı.