rnrnDİYANET'TEKİ MELE KADROSUNA TEPKİrnTürk Diyanet Vakıf-Sen Genel Başkan Yardımcısı Kenan Ak, bin mele alımı ile ilgili yapılan açıklamaları eleştirerek, "Molla olarak ifade ettikleri insanlar, zekat ...

Gözden kaçırmayın

ERKMEN’DE SERA YAPIMINA BAŞLANIYORERKMEN’DE SERA YAPIMINA BAŞLANIYOR

DİYANET’TEKİ MELE KADROSUNA TEPKİ
Türk Diyanet Vakıf-Sen Genel Başkan Yardımcısı Kenan Ak, bin mele alımı ile ilgili yapılan açıklamaları eleştirerek, “Molla olarak ifade ettikleri insanlar, zekat toplayan, köylerde ağaların dünyevi işlerine meşruiyet kazandıran, dini açıklamalar yapan, cemaate taziye veren, Kur’an okuyan, ara sıra imamlık yapan, eğitim almamış insanlardır. Diyanet İşleri Başkanlığı’nı bu mele veya molla olarak ifade edilen siyasi ve yanlış uygulamadan vazgeçmeye davet ediyoruz” dedi.
Türkiye Diyanet ve Vakıf Hizmetleri Kolu Kamu Görevlileri Sendikası (Türk Diyanet Vakıf-Sen) Genel Başkan Yardımcısı Kenan Ak, Afyonkarahisar’da sendika üyeleri ile bir araya geldi. Afyon Konağı’nda bir konuşma yapan Türk Diyanet Vakıf-Sen Genel Başkan Yardımcısı Ak, kamu vicdanında ve kamuoyunda Diyanet İşleri Başkanlığı’na güven duyulduğunu söyleyerek, bu güven ve itibara rağmen vatandaşların beklentilerine cevap verecek hizmetin sunulmadığını savundu. Kurumun iyi yönetilmediğini ileri süren Ak, “Bunun
sebepleri de ithal akademisyen yöneticiler ve kuruma yapılan siyasi müdahalelerdir. Yıllarını bu kuruma vermiş tecrübeli ve birikimli insanlar, il ve ilçe müftüleri ve emektar personelini küçümseyen bir anlayışla yönetilmektedir. Kurum içerisinde sevgi ve saygı kalmamıştır. Diyanetin geleneklerini küçümseyen anlayışla yönetilmesi personel arasında ilişkileri bozduğu gibi çalışma hayatında sıkıntılara da sebebiyet vermektedir” dedi.
TEŞKİLAT KANUNUNUN ÇIKARILMAMASI HAYAL KIRIKLIĞI
Diyanet çalışanlarının yıllarca teşkilat kanunu çıkması için beklediğini aktaran Ak, 30 yıllık bu bekleyişin hayal kırıklığı ile sona erdiğini belirtti. Teşkilat Kanunu’nun yürürlüğe girmesiyle çalışma usul ve esaslarıyla ilgili yönetmeliklerin çıkarılması gerektiğini dile getiren Ak, şunları söyledi: “Gelişen insan hakları ve demokratik haklar çerçevesinde, birde yöneticilerimizin akademisyen olması sebebiyle diyanet camiasını mutlu ve tatmin edecek içerikli yönetmelik beklerken oda boş çıktı. 25 Ekim
2011 tarihinde yürürlüğe giren yönetmelikler çalışanları prangaya vuran ve baskı altına alan tehcire yönelik hükümler içermektedir. Bu sebeple; diyanet çalışanları yönetmeliğin uygulanması ile tedirginlik yaşamaktadırlar.”
Tayinlerdeki iki yıllık sürenin 3 yıla çıkarılmasına da değinen Ak, sözlerini şöyle sürdürdü: “İlçelerde yapılan sınavların illere alınması, geçici olarak altı aya kadar görevlendirmeler yapılması, beş yılda rotasyon uygulamasına maruz kalınması ve tayinler için MBST sınavına katılma şartı getirilmesi gibi hususlar ‘Kolaylaştırınız güçleştirmeyiniz müjdeleyiniz nefret ettirmeyiniz’ hadis-i şerifi ile çelişmektedir.”
CAMİDE PARA TOPLARKEN YÜZÜMÜZ KIZARIYOR
Camilerde toplanan yardım paralarına değinen Ak, sözlerine şöyle devam etti: “Her kandil, her bayram ve her cuma günü ‘Camiye, kuran kursuna yardım çağrısında bulunan din görevlilerinin ve hem de cemaatin bu para veya yardım toplamadan bıktığı, usandığı ve yorulduğu kabul edilmelidir. Müftülere ve din görevlisine diyanet üst yöneticileri sahip çıkmalıdır. 3071 sayılı kanuna aykırı isimsiz ve imzasız yapılan şikayetlerin işleme alınması görevliyi yıldırmakta, hizmet aşkını köreltmektedir. Kendisi ve
çocukları için şifa arayan görevlilerin sağlık mazeretleri sebebiyle tedavi için tayin talepleri dikkate alınmayarak mağdur edilmektedir. Sağlık problemleri olan görevlilerin bu sıkıntıları ve talepleri mezarda mı çözülecek?”
MELE ALIMINA İLİŞKİN AÇIKLAMALARA TEPKİ
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’ın ‘bin mele alımı yapılacak’ sözlerine tepki gösteren Ak, şunları söyledi: “Binlerce İlahiyat Fakültesi ve İmam-Hatip Lisesi mezunu hafız atama ve bir o kadarı da İmamlık Yeterlik Sınavı açılmasını beklerken diyanetin de bu açıklamayı mazur ve haklı çıkarmaya yönelik açıklaması çok daha garabettir. Mele şeklinde söylenen ve halkın molla olarak ifade ettiği insanlar, zekat toplayan, köylerde ağaların dünyevi işlerine meşruiyet kazandıran, dini açıklamalar yapan, cemaate
taziye veren, Kur’an okuyan, ara sıra imamlık yapan eğitim almamış insanlardır. Diyanet İşleri Başkanlığını bu mele veya molla olarak ifade edilen siyasi ve yanlış uygulamadan vazgeçmeğe davet ediyoruz.”