Türk Eğitim Sen İl Başkanı Erol Öztürk, Başbakan’ın dershanelerin kaldırılmasıyla ilgili haberler üzerine bir açıklama yaptı. Öztürk: “Dershanelerin kaldırılması maalesef 5–10 yıl içinde mümkün değildir” ...

Gözden kaçırmayın

ERKMEN’DE SERA YAPIMINA BAŞLANIYORERKMEN’DE SERA YAPIMINA BAŞLANIYOR

Türk Eğitim Sen İl Başkanı Erol Öztürk, Başbakan’ın dershanelerin kaldırılmasıyla ilgili haberler üzerine bir açıklama yaptı. Öztürk: “Dershanelerin kaldırılması maalesef 5–10 yıl içinde mümkün değildir” dedi.   Türkiye Kamu-Sen İl Başkanı Erol Öztürk “Başbakan Erdoğan’ın “Üniversite giriş sınavını da üniversite hazırlık kurslarını da ortadan kaldırıyoruz. Bu dershaneler ya liseye dönecek ya da kapanacak” şeklindeki sözleri kamuoyunda büyük tartışma konusu oldu. Hatırlanacağı üzere Başbakan 2008 yılında da yine aynı minvalde açıklamalar yapmış, dershane sisteminin kaldırılacağını söylemişti. Dershanelerin kapatılmasının Başbakan’ın hayali olduğu açıktır. Dershane sistemine son verilmesi sendika olarak bizim de arzumuzdur. Ancak, maalesef önümüzdeki 5–10 yıl içinde dershanelerin kapatılması mümkün görünmemektedir. Başbakanın açıklamaları şu an için hayalden de ötedir, bir ütopyadır. Şöyle ki; Türkiye’de dershaneler büyük bir sektör haline gelmiştir. Sınavlara hazırlık amacıyla kurulan dershanelerin sayısı 1975–1976 yılında 157 iken; 2002–2003 yılında 2 bin 122, 2009–2010 yılında ise 4 bin 193’e yükselmiştir. Dershanelere devam eden öğrenci sayısı ise 2002–2003 yılında 606 bin 522 iken, 2009–2010 yılında 1 milyon 174 bin 860’tır. AKP iktidarında dershaneye giden öğrenci sayının bu denli bir artış göstermesi sorgulanması gereken önemli bir husustur. Hal böyleyken; dershanelerin kapısına kilit vurmak, bu rant kapısını lağvetmek, hiçbir alt yapı hazırlığı yapmadan sadece sözle mümkün olabilecek kolay bir iş değildir”.   Kamu-Sen İl Temsilcisi Erol Özsoy şu şekilde sözlerini sürdürdü “Dershanelerin okulları destekleyici olması gerekirken, okullara alternatif hale gelmesi kanayan bir yaramızdır. Ancak şunu da göz önüne almak son derece önemlidir: Dershaneler niçin bugün okullara alternatif ve çok büyük bir sektör haline gelmiştir? Burada dershaneleri suçlamak yerine, dershaneleri yaratan faktörleri derinlemesine ele almamız gerekmektedir. Öncelikle dershanelerin ihtiyaçtan doğduğu aşikârdır. Bugün okullarda derslik ve öğretmen açığı çok fazladır. Bu nedenle dersler sağlıklı işlenememektedir. Kabalalık sınıflar, öğretmensiz okullar Türkiye’nin acı bir gerçeğidir. Bazı okullarda derslere kadrolu öğretmenler yerine ücretli öğretmenler girmekte ve bu da eğitimin kalitesini düşürmektedir. Okulların fiziki ve teknolojik alt yapısı yetersizdir. Öğrenci sayısının fazlalığı nedeniyle öğretmenlerin öğrencilerle bire bir ilgilenmesinin imkânı yoktur. Ayrıca eğitimde sağlıklı yönlendirmenin olmayışı ve mesleki ve teknik eğitime önem verilmemesi nedeniyle bilinçsiz, amaçsız şekilde yükseköğretime giden çocuklarımızdan dolayı üniversite sınavına giren öğrenci sayısının fazla, kontenjanların sınırlı olması adaylar arasındaki rekabeti daha da artırmaktadır. İşte tüm bu nedenlerden dolayı çocuklarının üniversiteyi kazanması ya da iyi bir üniversiteye yerleşmesi için okulların tek başına yeterli olmadığını düşünen aileler çocuklarını dershanelere göndermektedir. Kısacası eğitim sisteminde yaşanan sorunların bir türlü çözülememesi dershaneleri karşımıza çıkarmıştır”.   Özsoy “Öte yandan üniversite sınavının kaldırıldığında dershanelerinde kaldırılacağının düşünülmesi yanlıştır. Okullarımız, öğrencilerimiz ve üniversiteler arasında ciddi bir rekabet vardır. Sınav kaldırılsa bile rekabet sona ermeyecektir. Öğrenciler daha iyi liselere ya da daha iyi üniversitelere gitmek için yine kıyasıya rekabet edecektir. Ayrıca üniversite sınavının kaldırılacağına da ihtimal vermiyor, sadece sınavın adının değişeceğini düşünüyoruz. Çünkü eleme hayatımızda olduğu müddetçe sınavlarda olacaktır. Zira mevcut sistemde bu kadar çok öğrenciyi sınavsız elemek mümkün değildir. Bu da dershanelerin varlığını zorunlu kılacaktır. Üstelik öğrenciler sadece üniversite sınavına hazırlık için dershaneye gitmemektedir. Ülkemizde o kadar çok sınav var ki…. Bu sınavların birini kaldırsanız, diğeri karşımıza çıkmaktadır. Bu sınavların en önemlilerinden birisi KPSS’dir. Memur olmak isteyen adaylar da dershanelerin kapısını çalmaktadır. Şayet Başbakan dershaneleri kapatmak konusunda kararlıysa, KPSS’yi de kaldırmalıdır. Çünkü üniversite sınavını kaldırsanız bile dershaneler yine bir ihtiyaç olacaktır. Ancak KPSS’yi kaldırırsanız, KPSS’ye hazırlık için kurulan dershanelerin hiçbir işlevi kalmayacak ve bu kurslar kapatılacaktır”.   Kamu-Sen İl Temsilcisi Erol Özsoy “Başbakan’ın dershanelerin kapatılmasına yönelik son açıklamalarının zamanlaması da dikkat çekicidir. 4+4+4 sisteminin tartışıldığı bir dönemde Başbakanın bu çıkışını manidar buluyoruz. Bu siteminin toplumun büyük kesimi tarafından kabul görmediği, eğitimciler tarafından eleştirildiği göz önüne alındığında; Başbakanın bu açıklaması getirilmek istenen yeni sistemi kamuoyunda gerçekliğiyle tartışılmasını gölgeleyerek milletimize şirin görünme ve milletimizden destek alma çabasıdır. Oysaki 4+4+4 sisteminin dershaneleri ortadan kaldırmak gibi bir hedefi olmadığı gibi, yeni sorunlara neden olacağı da aşikârdır. Başbakanın dershanelerin özel okullara dönüştürülmesine yönelik açıklaması da etraflıca irdelenmelidir. Siyasi erk özel okulları sürekli teşvik ederken, devlet okullarını ihmal etmektedir. Fiziki alt yapıları, donanımları ve diğer kriterler açısından yeterlilikleri olmayan binlerce dershanenin, özel liselere dönüştürülmesi konusunda desteklerini esirgemeyeceğini düşündüğümüz siyasi erkin, devlet okullarına aynı özeni göstermemesi düşündürücüdür. Devlet okulları elektrik, su, yakıt paralarını bile karşılayamazken, borç içinde yüzerken; özel okulların sürekli teşvik edilmesi kabul edilebilir değildir. Bu noktada; Başbakanın dershanelerin liselere dönüştürülebileceğine yönelik açıklaması eğitimi daha da ticarileştirme ihtimalini doğuracaktır”.   Özsoy “Sonuç olarak Başbakan’ın bu projesini şu an için gerçekçi bulmuyoruz. Hükümet dershane sektörüne el atmadan önce, eğitim-öğretimin asli problemlerini çözmeli, derslik ve öğretmen açığını kapatmalı, fiziki alt yapı yetersizliklerini gidermeli, okulların öğrenci üzerindeki etkisini artırmalıdır. Bugün öğretmenin öğrenci üzerinde etkisi yok denecek kadar azdır. Öğretmeni etkisizleştiren, ötekileştiren, okulu değersizleştiren bu iktidarın ta kendisidir. Yanlış eğitim politikaları sonucunda eğitim sistemi iflas bayrağını çekmiştir. Siyasi erk ne zaman okulun önemini yeniden zihinlerde inşa edebilirse, eğitimin sorunları ne zaman tamamen çözebilirse, okullarda nitelikli eğitim ne zaman yapılırsa; işte o zaman dershaneler ihtiyaç olmaktan çıkacak ve kendiliğinden kapanacaktır”