MHP Afyonkarahisar İl Başkanı Mehmet Kocacan ile CHP Afyonkarahisar eski İl Başkanı Dr. Kemal Demirkırkan arasındaki söz düellosu devam ediyor.

Gözden kaçırmayın

Afyonkarahisar'da AK Parti'nin Güçlü Kadın Adayı: Emine GökçeAfyonkarahisar'da AK Parti'nin Güçlü Kadın Adayı: Emine Gökçe

MHP Afyonkarahisar İl Başkanı Mehmet Kocacan ile CHP Afyonkarahisar eski İl Başkanı Dr. Kemal Demirkırkan arasındaki söz düellosu devam ediyor.



Demirkırkan, Kocacan'ın sözlerine cevap verdi.



İŞTE O AÇIKLAMA:





"Bugünkü basın açıklamamızın ana nedeni MHP İl Başkanı sayın Kocacan'ın şahsımı hedef alan açıklamalarıyla ilgili olacak. MHP içinde birçok arkadaşımız, eşimiz dostumuz var. Bugün söyleyeceklerimizden MHP’ye gönül veren vatandaşlarımız değil, bugün yönetim kademesinde olanlar üzerine alınsın.

 

Cumhuriyet tarihinin en yük işsizlik değerleri, en yük dış ve iç borcu, en yüksek dolar-Euro kuru ile karşı karşıyayken, insanlarımız bir yandan Covit belasıyla diğer yandan yoksullukla boğuşurken, Suriye, Irak, Libya, Yunanistan ile savaşın eşiğindeyken, Ermenistan kardeş Azerbaycan’a saldırmışken sayın başkan nelerle uğraşıyor. Muhalefete muhalefet etmek hangi aklın eseridir. Ancak CHP’nin il başkanı varken, Milletvekili varken basın açıklamasının bir kısmını şahsıma ayıran MHP İl Başkanı beni de onurlandırmıştır. Demek ki doğru yoldayım.

 

Sayın başkanın açıklamalarını hem içerik olarak, hem de Türkçe dil bilgisi olarak anlamakta güçlük çektiğimi belirtmek isterim. Öncelikle açıklamadaki birkaç yanlışı düzeltmekle işe başlayayım.

 

“Görevden alındığım” şeklindeki ifade tamamıyla yanlış. 2018 Genel Seçimleri öncesi CHP'den Milletvekili adayı olabilmem için tüzüğümüz gereği il başkanlığı görevimden istifa etmem gerekiyordu. Bu nedenle kendi isteğimle istifa ederek, milletvekili aday adayı oldum. Yine tüzüğümüz gereği yeni il başkanımız yönetim içinden seçildi.



Sayın başkan “Milli günlerde gazetelere reklam verdiğimi bu nedenle hala kendimi il başkanı gibi gördüğümü”  ifade etmiş. 2012 yılında devlet memuriyetimin son ermesi sonrası CHP’ye üye oldum. İlk seçimde il yönetim kurulu üyesi olarak görev aldım. Ardından 2 dönem Merkez İlçe başkanlığı, 2 dönem de İl başkanlığı görevlerini yürüttüm. Atamayla değil, seçimle geldiğimi belirtmeme gerek yok sanırım. İl Başkanı olmak gibi bir niyetim olsa geçtiğimiz bu dönem de il başkanlığına adaylığımı koyardım.



İtiraf ediyorum!  9 Eylül 2020 tarihinde CHP'nin kuruluş yıldönümü kutlamak, partimi daha görünür kılmak için yerel gazetelere ilan verdim. 9 Eylül henüz milli bayram kabul edilmedi, ancak MHP İl Başkanının bu önerisini dikkate almakta fayda olduğunu düşünüyorum. Arkadaşlar, her CHP üyesi partimizin başarısı için çalışır, reklam da verir, ilan da verir.



Sayın Mehmet Kocacan; Siyaset bir meslek değildir. Bilgisi, birikimi olan herkes, bu birikimlerini vatandaşlara ve memleketi uğruna kullanabilmek amacıyla düşüncelerini paylaşmalıdır. Partimi savunmak, doğruları ifade etmem için CHP İl başkanı olmam gerekmiyor. CHP’nin altı okunun benimseyen her üye CHP il başkanı, ilçe başkanı, genel başkanı sıfatındadır. Her CHP’li bu düşünceyle çalıştığı için, CHP hergün iktidara bir adım daha yaklaşıyor.

 

  

Sayın Kocacan; Unutmayın ki siyasette en önemli unsurlardan biri mesleğinde başarılı olmaktır. Ancak mesleğinde başarılı olan, sosyal hayatta ve insan ilişkilerinde başarılı olan, temiz bir geçmişi olan, aile hayatı düzgün olan insanlar siyasette başarılı olabilir. Hekimlik mesleğimi severek yapıyorum. Bundan önce de olduğu gibi siz hastalandığınızda inanın size ilk elini uzatan ben olacağım. Bugün tüm sağlık çalışanları hem kendileri hem de aileleri için son derece bulaşıcı bir hastalıkla mücadele ederken, kimin hangi siyasi görüşte olduğuna mı bakıyor. Gerçekten böyle düşünüyorsanız, büyük bir yanılgı içerisindesiniz. Sizin Hipokrat Yemininden haberiniz var mı bilmiyorum ama, biz hekimler meslek hayatımıza başladığımız da ettiğimiz yeminde

 

“Görevimle hastam arasına; yaş, hastalık ya da engellilik, inanç, etnik köken, cinsiyet, milliyet, politik düşünce, ırk, cinsel yönelim, toplumsal konum ya da başka herhangi bir özelliğin girmesine izin vermeyeceğime,” diyerek yemin ediyoruz. Şükür ki 30 yıllık meslek hayatımda ettiğim bu yeminin sonuna kadar arkasında durdum.

 

 

 Sayın Kocacan;

 

Anketlerde hükûmetin yayımladığı koronavirüs vaka verilerine vatandaşlarımızın %60’ının inanmadığı, AK Parti'lilerin yüzde 33,7'si, MHP'lilerin ise yüzde 37,4'ünün inanmadığı ortadayken, daha düne kadar sadece Afyonda sadece PCR testi pozitif olan 400 civarında hasta varken, bakanlık ülke genelinde 1500 yeni hastamız var derken, ortalık corona vakaları kaynarken hekimlerden ve sağlık çalışanlarından aldığı gerçek verileri paylaşan Türk Tabipleri Birliğine “terörist” diye saldıranların karşısında durmayıp ne yapacaktım ki. Yıllarca yöneticiliğini ve il başkanlığını yaptığım Tabip Odasının insan sağlığı ve hekim hakları ile ilgili çalışmaları ortayken, Covit tanısı almış 315 bin hastanın %11,5'i sağlık çalışanıyken, 43'ü hekim olmak üzere 100 sağlık çalışanı bu uğurda şehit olmuşken, hekimleri hedef gösterenlerin yanında yer alacak değiliz ya. TTB halk sağlığını önceleyen, iyi hekimlik değerlerini savunan, sağlıkçıların olduğu kadar halkın da örgütüdür. Hem dün yapılan seçimde açıklamalarından memnun olmadığınız, “kapatalım” dediğiniz Tabipler Birliği seçimi yenilendi, 64 odanın katıldığı seçimi memnun olmadığınız ekip yeniden kazandı.

 

 Eğer siyaset yapıyorsak, hakem halktır. En doğru kararı her zaman halkımız verir. Biz de bu karara sonuna kadar saygılıyız. Sizin dediğiniz gibi “kimin ne kadar çapı olduğuna” halkımız karar verecektir. Bana yönelik sözlerinizde partimizin içerisindeki dengeleri kurcalayarak siyasi rant elde etme çabasında olduğunuzu, ayrıca çalıştığım kurumu siyasi çekişmelerin içerisine çekmeye çalışarak bel altı vurma çabanızı da görmemezlikten gelemedim. Bel altı vuruşlar siyasete de, insaniyete de yakışmaz. İnsanların aşıyla, işiyle uğraşmak da nedir? Şunu da belirtmek isterim ki CHP ve CHP’liler olarak biz, demokrasinin tüm nimetlerini içimize sindirip, özümseyerek kendi fikri mücadelelerimizi parti içerisinde de sürdürüyoruz, sürdüreceğiz. Sizlere de bu nimetlerden faydalanmanızı tavsiye ediyorum.

   

Son olarak hepimiz Afyonluyuz. Ortak paydamız Afyonumuzun gelişmesi olmalıyken Ankara siyasetinden etkilenip, birilerinin ağzıyla şahsıma tehdide varan boyutta açıklamalar yapmanızı size yakıştırmadım. Biz her zaman birbirimizin yüzüne bakacağız. Bu topraklarda doğduk, burada öleceğiz. Evlerimizin, işyerlerimizin yanyana olması gibi, mezarlarımız da yan yana olacaktır.

 

Sizin bütün ağır ithamlarınıza rağmen biz sevgi dilini, hoşgörü dilini kullanmaya devam edeceğiz."