Son günlerde ilimiz kamuoyunda internet kafeler ve internet kafelere okullarına devamsızlık yapacak derecede alışan öğrenciler konusu tartışılıyor. Elbette ki, internet ve bilgisayar ve bilgisayar oyununun, okula devamsızlık yapacak, dersleri olumsuz etkileyecek derecede bağımlılık haline gelmesi çocuk açısından olumsuzdur. Ancak, bu tartışmaların interneti ve bilgisayarı tıpkı alkol, sigara, uyuşturucu gibi “tehlikeli ve zararlı bir alışkanlık” şeklinde kamuoyuna yansıtılması yanlıştır.Elbette ki, çevreyle ve teknolojik gelişmelerle bağlantılı olan çocuk, evinde bilgisayar olanağı bulamayınca internet kafelere gidecek ve bu alandaki ihtiyacını bir şekilde giderecektir. 2008 yılındayız. Bilgisayar ve internet artık neredeyse zaruri bir ihtiyaç haline gelmiştir. Bu, bizler için olduğu kadar çevresiyle, arkadaşlarıyla sürekli iletişim içinde olan çocuklar için de böyledir. “Hayır, sen kesinlikle internet kafeye gitmeyeceksin, sana yasak” şeklindeki bir yaklaşım yanlıştır. Çocuğun, serbest zamanların dışında okula gitmesi gerektiği zaman internet kafelere gitmesi bir problemdir. Bu problemin çözümü, çocuğa “yasak koymak” değildir, çocukla yapılan anlaşma ile belirli – sınırlı zaman diliminde ve yine belirli ve sınırlı bir harçlık ile ve okulu-dersleri aksatmamak kaydıyla çocuğun internet kafelere kontrollü olarak gitmelerine izin vermek olabilir. Diğer bir çözüm yolu da, eğer imkanlar varsa “eve bilgisayar almak” olabilir. Bu sefer de, anne ve babalar “çocuğum evde bilgisayarın başından kalkmaz, derslerine çalışmaz, gece gündüz bilgisayarın başında oturur” diyeceklerdir. Anne ve babaların bu yöndeki şikayetlerinin doğruluk payı olabilir. Ancak, bilgisayarın bu risklerinin yanı sıra çocuğa vereceği yarar ve katkılar da unutulmamalıdır. Çocukların bilgisayar ekranı karşısında fazla vakit harcaması ve dolayısıyla sosyal becerilerinin yeterince gelişemediğini düşünen ailelere karşın, çocukların etkili bilgisayar kullanması halinde endişe edilecek bir şey olmadığını düşünüyorum. “Çocuğunu bilgisayar başından kalkmaması, zamanının büyük kısmını bilgisayar başında geçirmesi”ne karşı alınabilecek en etkili önlem, çocukla “her gün belirli saatlerde bilgisayar oynama, internete girme şeklindeki sözleşme ve sıkı kurallar” ile çözülebilir. Örneğin, “bu evde hafta içi günlerde günde 2 saat, hafta sonu tatil günlerinde 3 saat, şu saatler arasında bilgisayar oynanabilir, kurallara uyulmadığında bilgisayar bir hafta süreyle kapalı kalacaktır” gibi somut ve anlaşılır bir sözleşme ve kurallar basit bir çözüm yolu olabilir. Yaşı ne olursa olsun, çocukla yapılacak olan ve madde madde yazıya dökülerek imza altına alınan buna benzer sözleşme ve uyulacak kurallar konusunda taviz verilmemeli, çocuğun kurallara kesinlikle uyması sağlanmalıdır, verilecek en küçük taviz zararlı ve önü alınamayacak sonuçlar ortaya çıkarabilir. Unutmayınız, kontrolsüzlük ve kuralsızlık ne olursa olsun “zararlıdır, kötü”dür. Kontrollü, kurallı, sınırlı bilgisayar ve internet asla zararlı değildir. Özet: “Kontrollü, kurallı, sınırlı olmak koşuluyla, etkili bilgisayar kullanan çocuklar, hatalarından ders çıkartıyorlar, sabırlı oluyorlar, risk alıyorlar, kendi kendilerine yeni beceriler kazanıyorlar ve birbirlerine danışıyor ve yardımlaşıyorlar…”