Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu (TKDK)’dan aldığı yüzde 70 hibe desteğiyle Afyonkarahisar’ın Sinanpaşa ilçesine bağlı Küçükhüyük Beldesi’ne büyükbaş besi çiftliği kuran Veteriner Hekim Servet Bayendur, 100 büyükbaş hayvanının hem tedavisini yapıyor, hem de Türkiye’nin bir çok bölgesinde bulunan firmaların kırmızı et ihtiyacını karşılıyor.

Gözden kaçırmayın

18 Mart'ta Kaymakamımız Kemal Duru, Şehitlerimiz ve Gazilerimizi Onurlandıran İftar Programına Katıldı18 Mart'ta Kaymakamımız Kemal Duru, Şehitlerimiz ve Gazilerimizi Onurlandıran İftar Programına Katıldı

Tarım ve Kırsal Kalkınmayı
Destekleme Kurumu (TKDK)’dan aldığı yüzde 70 hibe desteğiyle Afyonkarahisar’ın
Sinanpaşa ilçesine bağlı Küçükhüyük Beldesi’ne büyükbaş besi çiftliği kuran
Veteriner Hekim Servet Bayendur, 100 büyükbaş hayvanının hem tedavisini
yapıyor, hem de Türkiye’nin bir çok bölgesinde bulunan firmaların kırmızı et
ihtiyacını karşılıyor.Afyonkarahisar’ın Sinanpaşa ilçesine
bağlı Küçükhüyük Beldesi’nde yaşayan Veteriner Hekim Servet Bayendur, tedavi
için gittiği besi çiftliklerinden etkilendi ve büyükbaş hayvan çitliği kurmaya
karar verdi. Yaptığı araştırmalar sonrasında TKDK’nın hibe desteklerine başvuru
yaptı. Yüzde 70 hibe desteğinden faydalanmaya hak kazanan Bayendur, 10 bin
metrekare alan üzerine büyükbaş besi çiftliğini kurdu. 100 büyükbaş hayvana
sahip olan Bayendur babasının da desteğiyle yetiştirdiği hayvanlarla sucuk
üreticileri ve kasapların kırmızı et ihtiyaçlarını karşılıyor. Bayendur, en üst
teknolojik şekilde inşa edilen tesiste bulunan tüm hayvanların hem bakımını hem
de tedavilerini kendi yapıyor.Yüzde 70 hibe desteği aldıkVeteriner Hekim Çiftlik Sahibi
Servet Bayendur, büyükbaş besi çiftliğini kurmadan önce sahada veteriner hekim
olarak görev yaptığını söyledi. Müşterilerinin hayvanlarını tedavi ettikçe
içinde hayvancılık yapma ateşinin doğduğunu belirten Bayendur şöyle devam etti:“Sonra araştırdım nasıl yapabilirim
diye. Sağ olsun devletimizin desteğiyle TKDK’nın desteğiyle yüzde 70 hibeli
yani TKDK devlet destekli projeye başvurduk. 2016 yılında 2017 yılında
onaylandı. Sonra çok şükür altından kalktık. TKDK’nın desteğiyle yüzde70
hibemizi alarak çitliğimizi kurduk. Çiftliğimiz 100 baş kapasiteli besi sığır
çiftliği. Çitliğimize 6 ile 12 ay arasındaki danalarımızı alıyoruz hayvanın
durumuna göre 8 ile 10 ay besleyip sonra canlılığı ve ağırlığına göre kesime
gönderiyoruz. Kurbanlık gönderiyoruz. Çitliğimize gelen olursa onlara da
kurbanlıklarımızı veriyoruz. Yerel olarak sucuk üreten firmalara veriyoruz hem
de İstanbul’da çalışan ulusal firmalara onlara danalarımızı elimizden
geldiğince hızlı bir şekilde besleyip gönderiyoruz. Burası 10 bin metrekare. 10
bin metrekare alan içerisinde bin 600 metrekare kapalı alanı var. 500 metrekare
de ağılı var. Toplam bin 700 metrekare kapalı alanımız var.”Bakımlarını kendim yapıyorumHayvanların sağlık bakımlarında
normal bakımlarına kadar tüm bakımlarını babasıyla birlikte yaptıklarını
aktaran Bayendur: “Hayvanlarımızı aldığımız zaman hızlı bir şekilde koruyucu
veterinerliği kendim yapıyorum çok şükür öyle bir şansımız var. Sonra 1 hafta
10 gün aralıklarla 3-4 tane aşımız var koruyucu aşı onları yapıyorum. Hayvanı
şap hastalığına karşı çiçek hastalığına karşı koruyucu tedavilerini
tamamlıyoruz. Hayvanları en az minimal zayiatla en kısa zamanda dediğimiz gibi
çıkarmaya çalışıyoruz” dedi.Aile işletmelerin devletin kalesidirAile işletmelerinin devletin kalesi
olduğunu söyleyen Bayendur konuşmasını şöyle sürdürdü:“Bu kaleyi sıkı sıkı tutup
devletimizi ayakta tutmaya çalışıyoruz, işin Türkçesi bence bu. Sabahleyin 8 -8
buçuk arası kalkılıyoruz aşağı yukarı yarım saat 45 dakika içerisinde
hayvanların yemlenmesi hazırlanıyoruz ondan sonra dağıtımını yapıyoruz. Yemleme
sonrası gözlem yapılıyor hangisi yiyor hangisi yemiyor yemeyen hayvan varsa
tedavi yapılıyor öğlene kadar bu şekilde devam ediyoruz. Sonra akşam 4 buçuk
5’e doğru tekrardan değerlendiriyoruz. Aynı şekilde yemleme yapıyoruz. Yiyen
yemeyen kontrolü yapıyoruz. Yemeyen varsa tedavisi yapılıp günümüzü
sonlandırıyoruz.”Yiyecek ihtiyacının yarısını
kendimiz karşılıyoruzHayvanların yem ihtiyacını yüzde
50’lik dilini kendi imkanları ile karışladıklarını belirten Bayendur, geri
kalan kısmını da satın aldıklarını söyledi. Bayendur: “Hayvanlarımızın
beslenmesinin yüzde 40 ve yüzde 50’ye yakın kısmını kendimiz yapıyoruz.
Arpamızı, samanımızı, yoncamızı kendimiz ekip biçiyoruz. Kalan yüzde 50’lik
kısmı ise hazır yem olarak arpa, yulaf ve yonca olarak saha şartlarında temin
ederek devam ediyoruz” diye konuştu.2 kişi 150 hayvana rahatlıkla
bakabiliyoruzTesiste son teknoloji sistemin
kullanıldığını kaydeden Bayendur, 2 kişinin rahatlıkla 150 hayvana
bakabileceğini vurguladı. Bayendur: “Biz burayı planlarken işçiliği minimal
düzeye çekmeye çalıştık. Izgaralı sistemden yola çıkarak hayvanların gübre
kontrolünü çok düzgün bir şekilde 2 kişiyle yapabiliyoruz. 2 kişi burada
rahatlıkla 150 tane hayvana bakabiliyoruz.Oğlumla birlikte işleri yürütüyoruzBaba Battal Bayendur ise, veteriner
oğlu ile birlikte büyükbaş hayvan çitliklerinde çalışmalarını sürdürdüklerini
ifade ederek şunları kaydetti:































“Allah razı olsun TKDK’dan. 110 -120
tane şuan malımız var. Bunları değerlendirip kesimhanelere gönderiyoruz.
Kurbanlık yapıyoruz. Veteriner oğlumla birlikte mücadele edip çalışmalarımızı
sürdürüyoruz.”