Afyonkarahisar'ın işgali sırasında Yunan bir çömlek ustası tarafından bölge halkına öğretilen çömlekçilik sanatının son ustası hiç çırak yetiştirememekten şikayetçi.

Gözden kaçırmayın

Afyonkarahisar'da Zafer Meydanı'nda İftar Çadırı KurulduAfyonkarahisar'da Zafer Meydanı'nda İftar Çadırı Kuruldu


Afyonkarahisar’ın işgali sırasında Yunan bir çömlek ustası tarafından bölge halkına öğretilen çömlekçilik sanatının son ustası hiç çırak yetiştirememekten şikayetçi.


Afyonkarahisar'ın işgali sırasında Yunan bir çömlek ustası tarafından bölge halkına öğretilen çömlekçilik sanatının son ustası hiç çırak yetiştirememekten şikayetçi.

Afyonkarahisar'ın Bolvadin ilçesinde bir asrı geçik mazisi bulunan çömlekçilik sanatı, bir döneme damga vuran mesleklerden. Yunanistanlı çömlek ustası Zeosta tarafından bundan 100-150 yıl önce ilçe halkına öğretilen ve o dönem büyük ilgi gören çömlekler, o yıllarda mutfak eşyası olarak kullanılsa da günümüzde sadece süs eşyası olarak ilgi görüyor. Doğal çömlek ustalarının tarihe karıştığı bu dönemde Bolvadin ilçesinde bulunan sanayi sitesinde açtığı bir dükkanda babasından öğrendiği çömlek sanatını hobi olarak sürdüren 61 yaşındaki emekli imam Muhittin Tezel, ilçedeki toprak ocaklarından getirdiği çamurlarla çeşitli çömlek ürünleri yapıyor.

“Babam Zaosta'dan bu sanatı öğrenmiş, bende babamdan öğrendim”

Hiçbir teknolojik alet ve kimyasal madde kullanmadan tamamen doğal ortamda çömlek yapan Tezel, şimdiye kadar hiç çırak yetiştirmediğini ve kimsenin de kendisine bu sanatı öğrenme noktasında başvuruda bulunulmadığını dile getirdi. Çömlek Ustası Tezel, “Bu sanat 1900'lü yıllardan daha evvel, 100-150 yıllık bir mazisi olduğu söyleniyor Bolvadin'de. Yunan harbinden sonra burada Zaosta denilen birisi kalmış ve Bolvadinli ustalar ondan öğrenmişler bu sanatı. Babamda o Zaosta'dan bu sanatı öğrenmiş. Bende babamdan öğrendim. Ben 2003'te emekli oldum. Daha önce göreve gelmeden öncede 7-8 yıl çalıştım. Yaklaşıkta 10 yıldır bu sanatla uğraşıyorum emekli olduktan sonra. Şanda bu işi yapan tek benim. Benden başka kimse yok. Ocaklar zaten kapandı, bende gördüğünüz gibi sanayi sitesinde bir dükkanda bu işi sürdürmeye çalışıyorum. Sanatın zorlukları; eskisi gibi bu sanata rağbetin olmayışı, ikincisi şuanda atölyenin, şuandaki dükkanın bu sanata uygun olmayışı, üçüncüsü de bu sanata kimsenin heves etmeyişi. Hiç çırak yetiştirmedim. Hiç kimse başvurmadı. Desteklenir diyerekten bazı sanatlara öğrenciler yönlendirildi, ama bize böyle bir ne başvuruda bulunuldu, nede böyle bir talepte bulunuldu” diye konuştu

“Tamamen doğal, hiçbir kimyasal madde kullanmıyoruz”

Çömlek yapımında hiçbir kimyasal veya sentetik madde kullanılmadığını aktaran Tezel şu ifadelere yer verdi:

“Bizim babalarımızdan, ustalarımızdan gördüğümüz iki çeşit toprak bir araya getirilir testi öyle yapılır. Birisi yağlı kırmızı toprak, ikincisi geren dediğimiz toprak. Üç bölü bir nispetinde katılır bu topraklar. Ve beraber karıştırıldıktan sonra evvela ayaklarımızla çiğneriz, ondan sonra elimizle tezgahta yoğururuz. Ondan sonra çark dediğim, torna dediğimiz alette testiyi yaparız. Bizde hiçbir teknik imkan yok. Çamuru kendi imkanlarımızla yoğuruyoruz, yapılışı kendi imkanlarımızla, pişiriliş tamamen doğal yani hiçbir sentetik madde ve kimyasal madde pişirmede de kullanmıyoruz. Kamış dediğimiz sazlıkları yakıyoruz, fışkı dediğimiz hayvanların altından alınan gübreyle pişiriyoruz.”