Kocaeli’de korona virüs nedeni ile eşi ve karnındaki 8 aylık bebeğini kaybeden Recep Aydın, yaşadığı zorlu süreci anlattı. Eşinin ve bebeğinin mezarını ziyaret etmeye gidemediğini söyleyen acılı Aydın, korona virüs tedbirlerine uymayan kişilere kendisinin yaşadığı acının örnek olması gerektiğini belirtti.

Gözden kaçırmayın

Düzen Getiren Çamaşır Makinesi DolaplarıDüzen Getiren Çamaşır Makinesi Dolapları


Kocaeli’de korona virüs nedeni ile eşi ve karnındaki 8 aylık bebeğini kaybeden Recep Aydın, yaşadığı zorlu süreci anlattı. Eşinin ve bebeğinin mezarını ziyaret etmeye gidemediğini söyleyen acılı Aydın, korona virüs tedbirlerine uymayan kişilere kendisinin yaşadığı acının örnek olması gerektiğini belirtti.


Kocaeli'nin Kartepe ilçesinde yaşayan Recep Aydın ve 8 aylık hamile olan eşi Betül Aydın'ın (38) kaldırıldıkları Derince Eğitim ve Araştırma Hastanesinde yapılan korona virüs test sonuçları pozitif çıktı. Hastanede tedavi altında alınan çiftten kronik bronşit hastası olduğu öğrenilen Betül Aydın, 30 Mart'ta yapılan müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetti. Betül Aydın'ın 8 aylık bebeği ise ameliyatla kurtarılarak İstanbul'da özel bir hastanede tedavi altına alındı. Olaydan iki gün sonra Derince Eğitim ve Araştırma Hastanesinde tedavi gören baba Recep Aydın ise 14 gün süren tedavisinin ardından taburcu edildi. Kuvöz ile İstanbul'da sevk edildiği özel hastanede tedavi altına alınan bebek ise tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak 2 Nisan tarihinde hayatını kaybetti. Hayatını kaybeden bebek ise annesinin mezarının yanında toprağa verildi.

 

Acılı vatandaş yaşadıklarını anlattı

Eşi ile gittiği hastaneden yalnız evine dönen Recep Aydın yaşadığı zorlu süreci anlattı. Kendisini işe vererek eşi ve bebeğinin acısını atlatmaya çalışan Recep Aydın, sağlığına kavuştuğunu ama eşi ve bebeğinin acısını unutamadığı ile söyledi. Eşinin ve bebeğinin cenazesini dahi toprağa veremediğini ifade eden Aydın, yaşadığı hüzün nedeni ile eşi ve bebeğinin mezarlarını ziyaret etmeye gidemediğini dile getirdi. İnsanların korona virüsün tehlikesinin farkında olmadığını söyleyen Aydın, kendisinin yaşadığı acının insanlara örnek olması gerektiğini dile getirdi.

“Eşim ve bebeğimin mezarına gidemedim”

Sağlığına kavuştuğunu belirten Aydın, eşi ve bebeğinin acısını içinde taşıdığını belirterek, “20 Mart'ta ben hastalandım. 5 gün boyunca evde yattım, kaslarım çok kötü ağrıyordu. Dedikleri gibi ateş, öksürük gibi hiçbir belirti yoktu bende. Çok aşırı kas ağrım vardı. 5 gün sonra aynı şikayetler eşimde de oluşmaya başladı. Gün geçtikçe artıyordu. Eşimin hastalanışının 2. günü birlikte hastaneye gittik. Sıra numarası aldım. Kendim için de numara aldım. Yapılan test sonuçları ikimizin de pozitif çıktı. İkimizi de hastaneye yatırdılar. Eşim hastanede daha kötüleşti. Ondan sonra onu yoğum bakıma aldılar. Süreç o şekilde ilerledi. Bebeği aldılar, sonra eşimi kaybettik. Daha sonra bebekten de acı haber geldi. Ben o gün kendim için de sıra numarası almasaydım belki bende ölmüş olacaktım. İyi ki o gün tedavi oldum. Ben tedavi gördükten sonra taburcu oldum. Şu an tamamen atlattım. Ben daha eşim ve bebeğimin mezarına gidemedim. Gidemem de. Toparlandım ama beynim daha ne zaman toparlanır bilmiyorum. Zaman ilerledikçe daha iyi olacağım inşallah. İşimle ilgileniyorum. O şekilde kafa dağıtıyorum. Çok şükür bu halime” dedi.



“Benim yaşadığım acı insanlara ders olmalı”

Korona virüs nedeni ile alınan tedbirlere uymayan vatandaşları anlayamadığını söyleyen Aydın, “Sağlık Bakanı insanlara evlerinde kalmaları için bas bas bağırıyor. Onu bile dinleyen yok. İnsanlar parklarda güreşiyor, eğleniyor. Bana bir şey olmaz havasındalar. Aslında öyle değil. Toz kadar şey ocakları yıkıyor. Aileleri öldürüyor. Ama kimse bunun farkında değil. Ben istiyorum ki herkes evinde kalsın. Bunu kimse dinlemiyor. Hala sahilde geziyorlar, eğlenmek istiyorlar, evlerinde kalabalık gruplarla oyunlar oynuyorlar. Kimse daha tehlikenin farkında değil. Kimin ocağı söndüyse o tehlikenin farkında oluyor. Ben eşimin yüzünü göremedim. Bebeğim doğdu, yüzünü hiç göremedim. Bu kadar önemli bir konu ama kimse kale almıyor. Ben burada eşimi hastaneye götürürken yanımıza aldığımız valizi, hala arabadan indiremedim. Onu burada giderken arabaya ben kendim bindirdim. Beraber gittik, dönerken çantasıyla geldim. Bu insanlara ders olmalı. Hala çantasına dokunamıyorum. Öyle bir acı yaşadım. Ama herkese kolay atlatılan bir olaymış gibi geliyor” diye konuştu.

Murat Kanber - Kerim Yavuz / İHA