3 Mayıs, dünyada “Dünya Basın Özgürlüğü Günü” olarak kutlanıyor. Basına “özgürlük” kriterinden bakıldığında, Türkiye’deki basınımızın durumu, 180 ülke içerisinde 149. sırada. Yani bizim ülkemiz, yurt dışındaki bağımsız kuruluşlar tarafından yapılan araştırma sonucunda, son 10 yıldır “Basını Özgür Olmayan Ülkeler” arasında yerini alıyor.
Bianet’te yayımlanan rapora göre; Ocak Mart 2015 döneminde 6 gazeteci Terörle Mücadele Kanunu uyarınca 143 yıl hapis istemiyle yargılandı, iki yayın yasağı çıktı, akreditasyon her gün “istenmeyen” medyayı vurdu. 3 gazeteci ve 2 karikatürist Recep Tayyip Erdoğan’a hakaretten ertelemeli 16 ay 20 gün hapis ve 21 bin TL para cezasına mahkum edildi. 49 haber, 312 Twitter mesajı, Facebook, 3 haber sitesi, 2 gazeteci, 2 film, 1 kitap, 2 köşe yazısı, 1 resim sansüre uğradı. AİHM, Türkiye’yi 2’si gazeteci 18 kişiye toplam 22 bin 983 avro (yaklaşık 64 bin 452 TL) tazminat ödemeye mahkum etti. RTÜK, Radyo ve TV’lere toplam 5.480.245 TL idari para cezası verdi.
Basını özgür olmayan ülkelerin yurttaşları da özgür olamaz. Bugün, geçmişe göre baktığımızda, bizim basınımızın da özgürlüğü için sesinin yükseldiğini, özgürlük taleplerinin arttığını görüyoruz. Daha da artarak devam edeceğine ve tablodaki yerinin değişeceğine inanıyoruz.
Kısmen de olsa özgür olan basının, özgürlükleri için mücadele eden basın emekçilerinin 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nü kutluyorum.
Afyonkarahisar CHP MV. Adayı Yalçın GÖRGÖZ