Gözden kaçırmayın

Afyonkarahisar'da Zafer Meydanı'nda İftar Çadırı KurulduAfyonkarahisar'da Zafer Meydanı'nda İftar Çadırı Kuruldu

Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) Suriye’nin İdlib kentinde sürdürdüğü Bahar Kalkanı Harekâtını desteklediklerini ifade eden Afyonkarahisar Baro Başkanı Av. Turgay Şahin, “Sığınmacı olarak bulunan başta Suriyelilere karşı son günlerde başlatılan saldırı eylemleri ve linç girişimleri suçtur. Ülkemize sığınmış mazlumların misafir olduklarını unutup, Türk Töresine aykırı davranarak onlara eziyet etmek, saldırmak milletimizin büyüklüğüne ve şanına yakışmaz” dedi.

Afyonkarahisar Baro Başkanı Av. Turgay Şahin, Suriye’de yaşananlarla ilgili bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Adliye binasında gerçekleştirilen toplantıda Şahin, Suriye'de, Roma Statüsü’nde "İnsanlığa Karşı İşlenen Suçlar” olarak tanımlanan yaygın ve sistematik faaliyetlerin yürütüldüğünü söyledi. Turgay Şahin şöyle devam etti:

“Artık bir Suriye Devleti yerine "Rejim Unsurları” olarak anılmakta olan tarafın işlediği bu suçlar, bilinen insanlık tarihinde Amerika yerlilerinin soykırımı, Afrikalı siyahilerin köleleştirilmesi ve Osmanlı Devletinin tasfiyesi için yürütülen katliam, soykırım ve etnik temizlik suçlarından sonra en dramatik ve dikkat çekici karanlık eylemlerdir. Görüldüğü gibi yaygın, sistematik, insanlığın ortak değerlerini hiçe sayarak ve vahşice işlenen suçlarda bu mahkemenin Suriye için yeniden kurulması mümkün ve gereklidir.”



Krizin başlangıcında Suriye nüfusunun 22 milyon olarak tahmin edildiğini ifade eden Şahin, “Suriye nüfusunun şu anda 4 milyonu Türkiye topraklarında en az 6 milyonu da İdlib ve Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı Operasyon bölgelerinde yani Türkiye’nin kontrol ettiği bölgelerde bizim sorumluluğumuz altında yaşıyor. Bunun anlamı şudur: Halihazırda canı, mali, ırzı ve insani ihtiyaçları Türkiye'nin himayesinde olan Suriyeli sayısı 10 milyonu bulmuş durumdadır ki, bu, Suriye rejimini yönetimi altında bulunanlardan çok daha fazlasına tekabül ediyor. Şuanda Suriye’de rejimin kontrol ettiği bölgelerde 6 milyon tahmin ediliyor. Çünkü Ürdün, Lübnan ve bütün Avrupa'ya iltica etmiş 1 buçuk milyon ile diğer Arap ülkelerine veya başka yerlere göç etmiş 1 milyon Suriyeli ile birlikte bu sayı 15 buçuk milyonu buluyor ki, Esed kontrolündeki bölgelerde ölenleri de çıkardığımızda ancak 5-6 milyon kişinin kalmış olduğu anlaşılıyor. Esed rejimi böylece nüfusunun dörtte üçünü gözden çıkararak ülkede bir kontrol kurmanın en zalim ve en insanlık dışı yollarla ve ama dünyanın gözleri önünde bugüne kadar geldi” diye konuştu.







Türkiye’nin en uzun kara sınırı olan Suriye’de yaşananların kuşkusuz Türkiye’yi yakından ilgilendirdiğini işaret eden Şahin, TSK’nın şuanda sürdürdüğü Bahar Kalkanı Harekatı’nı desteklediklerini ifade etti. Şahin şöyle devam etti: “Gerek otorite boşluğunda serilip büyüyen terör örgütleri, gerek ülkemize doğru yönlendirilen ve ülkemizin de ekonomik yapısını ve istikrarını bozmayı hedefleyen mülteci akını son yıllarda gittikçe artan bir yoğunlukta tehdit unsuru olmuştur. Son olarak "PKK, PYD, YPG ve DEAŞ başta olmak üzere, Suriye'de mevcudiyetini sürdüren terör örgütleri Türkiye’ye yönelik eylemlerini sürdürüyor. İdlib operasyonu 8 Ekim tarihinde TBMM kararı yani teskeresiyle TSK’ya verilen yetki çerçevesinde yapılmaktadır. Yani iç hukuka uygun hukuki ve demokratik bir temele dayanmaktadır. Bu hassasiyet, ülkemizin bekası, sınırlarımızın güvenliği, insanların yaşama hakkı için mücadele veren ve şehitler vererek bedel ödeyen kahraman ordumuz ve askerimizin yanında olmak için de elzemdir. Bu nedenle insani, ahlaki ve hukuki yönden zaruri bulunan Bahar Kalkanı operasyonumuzu sonuna kadar destekliyoruz.”



Sığınmacı olarak bulunan başta Suriyelilere karşı son günlerde başlatılan saldırı eylemleri ve linç girişimlerine de değinen Şahin sözlerini şöyle sürdürdü:

“Sosyal medyada yıllardır adım adım hazırlanan bir projenin zehirli meyveleri olduğunu düşündüğümüz bu saldırılar her şeyden önce suçtur ve bu konu savcılıklarımızın görev alanına girmektedir. İnsani Hakları Evrensel Beyannamesinin 14’üncü Maddesi, "Her insanın zulüm karşısında başka ülkelere sığınmaya ve bu ülkelerde sığınmacı işlemi görmeye hakkı vardır" demektedir. Ama daha öncesinde Misafirleri emanet olarak gören bir geleneğimiz bulunmaktadır! Ülkemize sığınmış mazlumların misafir olduklarını unutup, Türk Töresine aykırı davranarak onlara eziyet etmek, saldırmak milletimizin büyüklüğüne ve şanına yakışmaz.” Baro Başkanı Şahin’in konuşmasının ardından toplantı sona erdi.