AYNALAR… Bundan böyle eleştiri içeren yazılar yazmamaya gayret edeceğim. Mesela aynaları yazacağım… Aynalar bize doğruyu söyler, ama biz bir yalancı ararız: “Gerçekten de yaşlandım mı?..” Aynaya bakar düşünürsünüz; “Saçlarım ağardı, gözlerim kırıştı, kulaklarım kıvrıldı, burnum eğrildi, yanaklarım sarktı, gıdım çıktı mı?..” Bir dosta sorsanız, nasıl olsa yalan söyler: “Yok canım, aslan gibisin…” Aynada gerçekleri görürsün ama dost yine de gönül alır… Ama ayna… Hiç yalan söylemez. Ne görüyorsa gerçeği yansıtır… Ancak… Gerçeği görmek istemeyenler, aynaya bakarken gözlük takmalı… Mesela, olayları bütün çıplaklığıyla gösteren gözlükler var… Çıplaklığı gösteriyor ama önünü göstermiyor… İnternetten sipariş ediyorsun, adrese teslim geliyor… Açıkta satılmıyor, çünkü sipariş edenler söyleyemiyor, sıkılıyor… Parayı yatırıyorsun, kapı her çalındıkça koşuyorsun “çıplak gösteren gözlük” geldi diye… Kullanma amacını bilmeyenler gözlük gelince: Takıp öncelikle bakacaktır; komşu Güloş’un kıçı nasıl?…  “Giyinik gösteren gözlük” de var mesela… Birkaç sene önceye kadar, adam asgari ücretli… Üstte yok. başta yok, çıplak… Gözlüğü takıp bakıyorsun; adamın açık kıçı gözükmüyor… Çünkü, herşey kitabına uygun giydirilmiş… Çeşit çeşit gözlük var… Mesela, ineklere samanı, kepeği yeşil görsün de yesin, verimli süt versin diye takılan yeşil gözlük takmış Almanlar… Bizim besiciler buna inanıp denediler… İnekler yemedi… Anladılar… Birde her şeyi toz-pembe gösteren gözlükler var… Böbürlenerek takıyorsun, sırtını mermere dayıyorsun… Gözlük gözünde… Bakıyor; faturaların en ince detayını bile görüyor… Mesela: altmışaltı değişik faturadan 22.06.2011 tarihli 10.944.14 TL. yi, 30.6.2011 tarihli 12.089.35 TL.yi… Görüyor, hem de kuruşuna kadar… Zaten iş altmışaltıya bağlanmış… Diyeceğim; aynalar… İşler ayna…. *************** Uzun yazıp sizi sıkmayalım bir fıkrayla bağlayalım yazıyı… Adamın biri, ağacın altında namaz kılıyormuş. Ağaçta bulunan başka biri de onu izliyormuş. Namazını bitiren adam daha sonra namazının kabul olması için Allah’a dua etmeye başlamış: “Allahım sen namazımı kabul et.” Ağaçtaki adam: “Etmem”, diye cevap vermiş. Adam şaşırmış, tekrarlamış: “Allahım, sen kıldığım namazı kabul et.” Ağaçtaki adam “Etmem.” Adamın şaşkınlığı iyice artmış, yine: “Allahım, sen kıldığım namazımı kabul et” demiş… Ağaçtaki adam tekrar: “Etmem”, deyince… Adam sinirlenmiş: “Etmezsen etme. Zaten abdestsiz kılmıştım.”