ATSO’da 1.Küçük Sanayi Sitesinde iftar çadırını açtı. 400 kişilik çadır iki gündür dolu… Geçen yıllarda bu çadır 200 kişilikti. Yoğun talep olacağını tahmin eden yöneticiler sayıyı ikiye katladı. Demek ki, sanayi esnafının da işleri yolunda değil. Öte yandan, eleştirim şu; Nitekim aynı akşam ekranda, “ATSO
Başkan vekili ve iki yönetim kurulu üyesinin iftar açanların yanında çadırdaykenki..”

görüntüleri yayınlanıyor. Elinde tabakla görüntüye ne gerek var be kardeşim? Kendini gösterirken, ihtiyaç sahiplerinin de görüntüye girdiğini
bilmiyor musunuz? Hayır işleri yapılırken, yanında kamera, objektif olmayacak… Olursa, yakışık olmuyor… Medya çalışanlarını da, bu hususta daha özenli olmaya davet ediyorum. ******** CİN… Adam pastaneye gidip oturdu, yanında
bir devekuşu vardı. Yedi, içti sonra garsona “Hesap ne kadar dedi” ve garson “Yirmi
iki lira kırk kuruş”
deyince tam o kadar parayı çıkartıp verdi. İkinci gün yine gitti, yanında devekuşu
vardı. Yiyip, içtikten sonra garsona borcunu sordu. Garson “On dört lira otuz
kuruş”
dedi ve adam yine bakmadan cebinden on dört lira kırık kuruşu çıkartıp
tam istenen kadar parayı tezgáha bıraktı. Üçüncü gün: Adamın yanında devekuşu vardı,
hesabını sordu, tamı tamına hesap kadar parayı çıkartıp ödediğinde garson sordu: “Hep hesabınız kadar para var cebinizde… “Doğru…” “Bunun sırrı nedir?..” Adam anlattı: “Ben bir cinle tanıştım, benim üç dilekte bulunmamı, tamamen yerine
getireceğini söyledi. Ben de üç şey istedim; birincisi sağlıklı ve her zaman
yakışıklı olmayı, ikincisi her zaman ihtiyacım kadar cebimde para
bulunmasını… Ki sen ne kadar hesap istesen biliyorum ki cebimde o kadar para
var, çıkartıp veriyorum…”
Garson yine sordu: “Tamam anladım… Peki bu devekuşu ne?..” Adam: “Cine üçüncü dileğim olarak ‘Yanımda her zaman uzun bacaklı bir piliç
olsun’ demiştim, cin yanlış anladı…”
Bizler de; toplum olarak her zaman dinamik, halkın içinden gelen, örnek iş
adamlarımız olsun istemiştik. Şunlara bakın: Birisi Uzunçarşı’da kuyumcu; altın
yerine para satıyor, yıkım yapıyor, KDV yok, gelir vergisi yok, sigorta
yok, muhtasar yok… Bilmeyenin gözünde itibarlı kişi, oysa; ahlak yoksunluğundan
dayak yiyor, eşekten düştüm diyor, şimdi de yazlığına tatile kaçıyor… Diğeri: Maden ve taş işiyle uğraşıyor… Boyuna posuna, bindiği lüks arabalara
bakılınca adam sayılıyor, kuyumcudan tefeyle para alıp banka borçlarını
öteliyor, eşekten düşen için yalan yanlış işlere bulaşıyor, o da ahlak yoksunu
ki, üç dört metresle yaşıyor… Öbürü; Lokumcu.. Her telden çalıyor, gidene ağam gelene paşam deyip, yersen ahkam
kesiyor. İkisinin yalınayaklığını yapıyor… Bizler toplum olarak her zaman dinamik, halkın içinden gelen, örnek iş
adamlarımız olsun istemiştik istemesine…. Olmadı… Yanlış anlamış cin… ************** GİZLENİYORLAR… Önce haber verdiler: “Damat Efendi ile Emsal kayboldu…” Peşinden telefon ettiler; “Buradan bir şey geçti, Damat Efendiydi
sanki”
Sonra tekrar aradılar: “Damat Efendi bulundu…” Arayanın yanındaki kızıyordu: “Size bulun diyen oldu mu?..” Niçin kayboluyorlar?.. “Özel yaşam”   Ramazan
geldi iftar çadırına veya bir yoksulun evine gidecek değil ya…   Tatilleri
niye gizli?.. Bence “İşbitiricilik avantası ile tatil yapıyorlar” gibi
klasik ama haklı bir eleştirinin ezikliğinden… Utanıyorlar… Çünkü; görgüsüzler gibi tatilleri gözükürse, bu onların siyasilerin yanında
gezmekle millete yutturdukları “vatandaş gibi”, “milletin
içinden”, “halk çocukları”
tezlerine uymuyor.   Altlarında
geyik derili özel arabalar, Bodrum yat limanındaki süper yatları… Tüm bunlar Ramazan Ayında,  inançlıların
yaşamına aykırı. Dillerinden düşürmediği din-iman-maneviyat-helal-haram
sözlerine uygun değil. Bu yüzden kayboluyorlar. Tam “Damat Efendi bulundu” derken, Mustafa Efendi ile Sümbül
Ağa kayboluyor… Aslında gizleniyorlar…   Nereye
kadar?   Ekonomi
literatüründe, “kürre-i cemaatiyye
akıbet’ül hüzzam iken, bişereffiye-tül fir kayme-i fevkalbeşer ül-sarih el
Damat Efendi?.”
denir buna.   Türkçesi: “Çalışanlar kıt-kanaat geçinirken
Damat Efendi nasıl zenginleşiyor?.”
Bunları niçin yazdım? Bu kadar zengin
olmalarına rağmen bu şahısların hiçbiri yardım elini uzatanlar listesinde yok…
Olsalardı, zaten
şaşırırdım…