Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) ile Afyonkarahisar İl Milli Eğitim Müdürlüğü ortaklığında gerçekleştirilen ve Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) “4005 Yenilikçi Eğitim Uygulamaları” tarafından desteklenen “Girişimci Öğretmen Eğitimi: E-STEM” projesi düzenlenen açılış programı ile başladı.

Afyonkarahisar Polis Moral ve Eğitim Merkezinde gerçekleştirilen proje açılışına AKÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Murat Peker, Afyonkarahisar Sağlık Bilimleri Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Adem Aslan, Afyonkarahisar İl Milli Eğitim Müdürü Metin Yalçın ve Eğitim Fakültesi Dekan V. Prof. Dr. Ahmet Ali Gazel ile birlikte öğretim üyeleri ve

öğretmenler katıldı.

450 öğretmenden başvuru alındı

Etkinliğin açış konuşmasını gerçekleştiren Proje Yürütücüsü Doç. Dr. Bülent Aydoğdu, STEM’in fen, matematik, teknoloji ve mühendislikleri bir araya getiren bir yaklaşım olduğunu belirtti. Aydoğdu, “Son yıllarda girişimcilik de buna dahil edildi. Bu anlamda hem girişimciliği, hem de diğer alanların nasıl yürütüleceğine ilişkin bir proje gerçekleştiriyoruz. Proje için öğretmenlerimizden çok yoğun talep olduğunu gördük ve 450 başvuru aldık. Ancak katılımcıların TÜBİTAK ile yazışmaları sonrası 30 tane öğretmenimize yer verdik. Bu öğretmenlerimizden 10’u Afyonkarahisar’dan, 20 öğretmenimiz ise Afyonkarahisar dışından geldiler” diye konuştu.

Üniversite ile işbirliği olmazsa olmaz

Afyonkarahisar İl Milli Eğitim Müdürü Metin Yalçın ise üniversite ile işbirliği içerisinde çalıştıklarını ve bunun meyvelerini de aldıklarını kaydetti. Yalçın, “Bugüne kadar olduğu gibi üniversite ile işbirliği içerisinde gerçekleştirdiğimiz bir program ile beraberiz. Afyonkarahisar’da son 5-6 yıldır üniversite ile işbirliği içerisindeyiz. Ekim 2018 tarihinde Sayın Cumhurbaşkanımızın ve Sayın Bakanımızın uhdelerinde yayınlamış olan 2023 Eğitim Vizyonu içerisindeki en önemli hedeflerden bir tanesi de üniversiteler ile işbirliği yapılmasıydı. Biz bunu gerçekten uzun zaman önce başlattık ve bugüne kadar da devam ettirdik. Bu olmazsa olmaz olarak gördüğümüz bir konu” ifadelerini kullandı.

2013 yılından beri İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile projeler yürütülüyor

AKÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Murat Peker ise 2013 yılında AKÜ, Afyonkarahisar Belediyesi ve Afyonkarahisar İl Milli Eğitim Müdürlüğünün ortaklığında imzalanan “Eğitimde İşbirliği Protokolü” uyarınca işbirliğini en üst düzeyde tutmaya çalıştıklarını belirtti. Peker, “İl Milli Eğitim Müdürlüğünün bizden talep ettiği her türlü seminer çalışmalarına ve hocalarımızdan gelen taleplere destek olmaya çalışıyoruz. İl Milli Eğitim Müdürlüğündeki Bilim Sanat Merkezi ve AR-GE’deki çalışanların ve diğer öğretmenlerimizin de taleplerinin hiç eksilmediğini görüyoruz ki bu bizim için gurur verici bir durum. Son 6 yılı değerlendirecek olursam, gerek öğretmenlerimizin hizmet içi eğitimlerinde, gerek öğrencilerimizin okullara gittikleri zaman öğretmenlik uygulamalarında karşılıklı çok anlamlı etkileşimler olduğunu görüyoruz. Bu eğitim açısından çok sevindirici bir durum” dedi.

Üniversitenin, üniversite öncesi eğitimde de bir paydaş olması gerektiğini vurgulayan Peker, konuşmasına şöyle devam etti:

“Bunların dışında 2013 yılından bu yana gerek bilim fuarları olsun, gerek bilim şenlikleri olsun, gerek 4004-4005 bilimsel projeleri olsun her konuda işbirliği içerisinde bir şeyler yapılabildiğini görüyoruz ve daha da iyi yerlere gideceğini umuyoruz. İlde eğitim fakültesi tek başına bir şey yapamayabiliyor. İl Milli Eğitim Müdürlüğü de tek başına bir şeyleri gerçekleştirse de eksik kalan yanlar oluyor. Milli Eğitim Bakanımızın bir ‘çift kanatlı’ ifadesi var. Bu kanatların iki tarafına ayrı ayrı şeyleri yerleştirmek mümkün. Bunun bir tarafına üniversiteleri, diğer tarafına İl Milli Eğitim çalışanlarını da koyabiliriz. Çünkü tek kanatta eğitim fakülteleri olsa o kuş uçmaz, iki tarafın da işbirliği içerisinde olması gerekiyor. İki taraf olarak en üst düzeyde katkı vermeye çalışıyoruz.”



 “Meslek Lisesi Memleket Meselesi”

AKÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Murat Peker, konuşmasına şöyle devam etti:

“2023 Eğitim Vizyonu çalışmalarında beceri atölyelerinden bahsediliyor. Biz bunu Afyonkarahisar İl Milli Eğitim Müdürlüğüne bağlı okullarda rahat bir şekilde görebiliyoruz. İki ay öncesinde bir endüstri meslek lisemizdeki sergi açılışında gördüğüm şuydu; öğrencilerimiz sadece bir proje geliştirmiyor, o projede kullanılan makinaları da kendileri üretiyorlar. Çağ bu noktaya doğru gidiyor. Ülkemizde uzun zamandan beri dile getirilen ‘Meslek Lisesi Memleket Meselesi’ sloganı var. Bu ülkede biz eğer meslek liselerini belirli bir seviyeye getirmezsek, eğitim sistemimizde nasıl politikalar geliştirirsek geliştirelim çok fazla bir şey değiştiremeyeceğiz. Derslerin içeriğini değiştirebiliriz, ama bunun öncesinde sistemden başlamak gerekiyor.”

Üniversite giriş sınavlarında mesleki eğitim veren liselere pozitif ayrımcılık yapılması gerektiğini, örneğin tıp eğitimi almak isteyen öğrencilerin sağlık meslek liselerine yönlendirilmesinin önemli avantajlar sağlayabileceğini anlatan Peker, “Tıp fakültesine gidecek öğrencilerimiz neden fen lisesine giderler ki? Biz onları sağlık meslek liselerine yönlendirsek, buralardan alacakları eğitimle ve diğer temel kültür dersleriyle ilgili programlarında biraz değişiklik yapsak, mezun olduktan sonra da onlara Tıp Fakültesi veya sağlık alanındaki programlara girişte ek puan versek ve sağlık meslek lisesinden çıkmış

öğrencileri tıp fakültelerine yönlendirsek diyorum. Daha önce Latince ile ilgili hiçbir şey bilmeyen öğrencilerimiz tıp eğitimi alıyor, temel bilgiler için de ayrıca zaman harcıyor. Böyle bir uygulama geliştirilmiş olsa öyle tahmin ediyorum ki bizim tıp fakültesine yerleşen öğrencilerimizin hazır bulunuşları daha fazla olacaktır” ifadelerini kullandı.

Peker, meslek liseleri müfredatının güncellenmesi gerektiğinin altını çizerek, “Daha önce derslerine girdiğim için söylüyorum, mühendislik ve teknoloji fakültelerinde METOK uygulamaları vardı. Mesleki teknik okullardan gelen öğrencilerimiz için kontenjanlar veriliyordu. Bu çocuklarımız matematik ve fizik yönlerinden çok zayıf olsalar da mesleki beceri anlamında çok iyilerdi. Biz meslek lisesi müfredatlarını tekrardan bir güncellesek, o öğrencilere de üniversitelerde mühendislik fakültelerine gidecekleri zaman, alanlarıyla ilgili de örneğin bilgisayar programcılığını bitirmiş bir öğrenci bilgisayar mühendisliğine gideceği zaman ek puan versek ve bu öğrencileri daha çok mühendisliğe yönlendirsek diyorum” değerlendirmesinde bulundu. Meslek olarak öğretmenliği tercih edecek öğrencilerin öğretmen liselerinden mezun olmaları gerektiğine inandığını ifade eden Peker, “Son 20 yılda sanayicilerimizin destek verdiği ya da daha gayretli idarecilerimizin olduğu meslek liselerinde bir şeyler üretildiğini görüyoruz. Hâlbuki bütün meslek liselerimizin bu manada çok değerli olduğunu düşünüyorum. Örneğin bir öğrenci hukuk fakültesine gitmek istiyor, gitsin adalet meslek lisesini okusun. Eğitim fakültesine gidecek olan öğrenci için tekrardan öğretmen liselerini aktif hale getirelim ve buralardan çıkacak olan öğrenci sadece öğretmenliğin peşinde olsun. Biz ortaokuldan itibaren mesleki anlamda bir bilinç sahibi nesil yetiştirmezsek eğitim sistemimizde gerçekten ciddi anlamda düzelmelerin gerçekleşeceği hususunda ümit var olmak bu anlamda tedirgin ediyor” diye konuştu.

STEM uygulamalarına da değinen Peker, Türk tarihinde aynı anda birden fazla bilim dalında uzman kişilerin yetiştiğinin bilindiğini belirterek, “300 yıl öncesine gittiğimiz zaman da

bizim tarihimizde bir matematikçi, aynı zamanda astronomi, aynı zamanda tıp, aynı zamanda farklı bilimlerde de uzman olabiliyordu. Biz bunları bugün Avrupa’nın ve Amerika’nın öncülüğünde STEM adında sunmaya çalışıyoruz. Hâlbuki bizim tarihimizde bunların hepsi mevcut” ifadelerini kullandı.

5 Temmuz 2019 tarihine kadar devam edecek olan “Girişimci Öğretmen Eğitimi: E-STEM” projesi kapsamında, projeleri kabul edilen öğretmenlerin sunumları ve eğitimleri gerçekleştirilecek.