Hocalı katliamının 20. yıldönümü nedeniyle, Azerbaycan Büyükelçiliği tarafından Afyon Kocatepe Üniversitesi'nde (AKÜ) düzenlenen "1992 Hocalı'da Ermeni Katliamı" konulu konferans, 1 Mart 2012 Perşembe günü Ahmet Necdet Sezer ...

Gözden kaçırmayın

ERKMEN’DE SERA YAPIMINA BAŞLANIYORERKMEN’DE SERA YAPIMINA BAŞLANIYOR

Hocalı katliamının 20. yıldönümü nedeniyle, Azerbaycan Büyükelçiliği tarafından Afyon Kocatepe Üniversitesi’nde (AKÜ) düzenlenen “1992 Hocalı’da Ermeni Katliamı” konulu konferans, 1 Mart 2012 Perşembe günü Ahmet Necdet Sezer Kampusü Atatürk Kongre Merkezinde gerçekleştirildi. Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hanım Halilova tarafından verilen konferans, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ve Hocalı soykırımını anlatan belgesel filminin gösteriminin ardından başladı. AKÜ öğretim üyeleri ve öğrencilerinin yoğun katılım gösterdiği konferansta Prof. Dr. Hanım Halilova, “Hocalı soykırımı, vahşilik değil, vandalizmdir. Çocukların kafasının kesilmesi, ölmüş yaşlıların derilerinin soyulması, hamile kadınların karnındaki bebeklerin çıkartılıp kafasının kesilmesi, Hocalı’da yapılan katliam belki dünyada olmayan bir vandalizmdir. 20. yüzyılın sonunda bütün dünyanın gözü önünde Azerbaycan’da Hocalı soykırımı yapılmıştır. Şu anda topraklarının yüzde 20’si işgal altında, bir milyon insan zor durumda yaşamaktadır. Ancak 20. yüzyılın öncesinde sözde soykırım olduğunu iddia eden devletler, susmaktadır. Hatta bu devletler, sözde soykırımı bile tanımaktadır. İyi ki, Fransa’nın utanç yasası kabul olmadı, anayasadan geri döndü. Ancak buna rağmen Fransa gibi birçok devlet, sözde soykırımı tanımışlardır” dedi. Prof. Dr. Halilova, bütün bu olanların nedenini ise şöyle açıkladı: “Türkiye, jeopolitik ve stratejik olarak, Türk ve İslam dünyasında tek lider devlettir. Mesela bir İslam Birliği var; Avrupa Birliği var ama Türk Birliği kurulamıyor. Yıllarca bizi sizden uzak tuttular. 1918 yılında Cumhuriyetimiz kuruldu. Bu Cumhuriyet’i, Mehmet Emin Resulzade kurdu. O devletimiz 23 ay yaşadı. Sovyet imparatorluğu kuruldu ve biz yine işgal altına girdik. O zaman bayrağımız indirilirken Mehmet Emin Resulzade şöyle söyledi: “Bir kere yükselen bayrak bir daha inmez.” Ancak bayrağımızı yükseltmek için çok acı çektik. Bayrak, kolay kolay yükselmez. Ona göre, korumamız gerekir.” Prof. Dr. Halilova, 1828 yılında Rusya ile İran arasında imzalanan Türkmençay Antlaşması’na da değindiği konuşmasında, “Rusya ve İran bizim topraklar için savaşmışlar ve Türkmençay Antlaşması’na göre bizi parçalamışlar. Güney Azerbaycan İran ve Kuzey Azerbaycan da Rus işgali altına girmiştir. Rus işgali altına girdikten sonra bizim topraklarımız üzerinde önce Erivan vilayeti kurulmuş. 1920 yılında ise, Sovyetler Birliği kurulduktan sonra, bizim topraklarımız olan Zengezur toprağı Ermenilere verilmiştir. Sovyetler kurulduktan sonra büyük devletler, olmayan bir devleti Ermenistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’ni kurdular. Çünkü onların isteği, onları oraya yerleştirmektir. Her zaman Türklerin arasına başka bir milleti, başka bir dini yerleştirmektir ve böyle de başlıyor. 1905 yılında ve 1918 yılında Azerbaycan’da 50 bin Azerbaycanlı soydaşlarımız Ermeniler tarafından öldürülmüştür. Tarihimize baktığımızda neden Ermeniler bize karşı, neden onları büyük devletler destekliyor? 1898 yılında Taşnaksutyun Partisi kuruluyor. Bu partinin esas amacı, Büyük Ermenistan devletini kurmaktır. Bu devleti hangi topraklarda kuracaklar? Güney Anadolu, Gürcistan ve Azerbaycan topraklarında kurmak istiyorlardı. Bu nedenle 1915 yılında 1. Dünya Savaşında Ruslar Kars’ı, Van’ı işgal ederken, Ermeniler de hemen savaşa giriyorlar ve oradaki insanları öldürmüşlerdir. Ermeniler Van’da ilk, dedem Mustafa Çavuşoğlu’nu öldürmüşlerdir. Dedem Van’da dini dersler veriyordu. Ermeniler birçok kişiyi öldürdü. İçinde annemin de olduğu çocuklar ve kadınlar Muş’tan Iğdır’a gitmiştir. O zaman da Azerbaycan’da İslami Yardım Teşkilatı kurulmuştur. Birçok zengin iş adamımız ve bizim tanınmış şairimiz Ahmet Cevat, hepsi Iğdır’a gelip destek vermişler ve oradaki yetim çocukları Azerbaycan’a götürmüşlerdir. Annemi de bir aile evlatlık edinmiş. 1915 yılında Van’da böyle bir soykırım yapıldı. Hatta “Soykırıma Uğrayan Türkler” isimli bir kitap yayılandı. O kitapta 1915 yılında Van’da nüfus 70 bin iken, 1918 yılında 20 bine düşmüştür. 50 bin insanı öldürmüşlerdir. Amaçları o bölgeleri alıp Büyük Ermenistan’ı kurmaktır. Ancak Rus inkılabı oldu. Ruslar geri çekildikten sonra oraya Türkler de destek verdi ve Ermenileri sürgün ettiler. Ama bugün dünyaya “bizi öldürdüler, bize soykırım yaptılar” diye sesleniyorlar. Ancak onların elinde hiçbir delil yoktur. Ellerinde Hocalı gibi bir soykırım olsaydı eğer belki de bizi çoktan yok ederlerdi. Arşivleri açıp baksak hiçbir şey yok. Onlar Türklere soykırım yaptılar” şeklinde konuştu. Azerbaycan topraklarını Ermenilerden korumak için Azerbaycan Kadın Taburu’nu kurduğunu ifade eden Prof. Dr. Halilova, Bakü’nün Rus işgali altındayken o dönemde sokağa çıkma yasağının olduğunu ancak ölmek pahasına da olsa topladığı kadınlarla birlikte Rus tanklarının karşısına çıktığını dile getirdi. Prof. Dr. Halilova, Bakü’nün kurtarılmasında Türk askerlerinin mücadelesine de değindiği konuşmasında, günümüzde Azerbaycan’ın en kutsal mekanı olan şehitlik mezarlığında bir tarafta Bakü’yü kurtaran Türk Kafkas-İslam Ordusunun şehitlerinin, diğer tarafta ise 20 Ocak Azerbaycan şehitlerinin yer aldığını belirterek, konuşmasının sonunda Türkiye ve Türk milleti için iyi dileklerde bulundu. Konferans sonunda katılımcıların sorularını yanıtlayan Prof. Dr. Hanım Halilova, öğrencilerle birlikte fotoğraf çekildi.