Saadet Partisi Afyonkarahisar Merkez İlçe Başkanı Orhan Arslan, güncel konularla ilgili bir basın açıklaması yaptı. Arslan açıklamasında "AK Parti kapalı spor salonlarında 5 bin kişilik kongre yapar orada virüs bulaşmaz, esnaf lokantasında 10-15 kişiye yemek yedirirse virüs bulaşır, öyle mi?.." dedi.

Gözden kaçırmayın

Afyonkarahisar'da CHP İl Başkanlığı ve adaylarıyla toplantıAfyonkarahisar'da CHP İl Başkanlığı ve adaylarıyla toplantı

 Saadet Partisi Afyonkarahisar Merkez İlçe Başkanı Orhan Arslan, güncel konularla ilgili bir basın açıklaması yaptı. Arslan açıklamasında "AK Parti kapalı spor salonlarında 5 bin kişilik kongre yapar orada virüs bulaşmaz, esnaf lokantasında 10-15 kişiye yemek yedirirse virüs bulaşır, öyle mi?.." dedi.


Başkan Arslan, yaptığı açıklamada " Geçen yıl Mart ayından itibaren koronavirüs hayatımıza girdi ve tüm hayatımızı alt-üst etti. Geçen bir yıl zarfında ‘tedbir’ adı altında bütün hayatımız, değerlerimiz hatta inancımızın gereği yapmamız gerekenler bile değişti. Biraz dikkatli bakıldığında bu sürecin çelişkilerle dolu olduğu görülmektedir. Bunları daha önce de dile getirmiştik." dedi.


Arslan, "Geldiğimiz noktada yaşananlara daha doğrusu en son tutarsızlıklara şöyle bir bakacak olursak; 
   Ak Parti kapalı spor salonlarında 5 bin kişilik kongre yapar orada virüs bulaşmaz, esnaf lokantasında 10-15 kişiye yemek yedirirse virüs bulaşır." dedi.

İŞTE ARSLAN'IN BASIN AÇIKLAMASI:


   Uçakta farklı ülkelerden yüzlerce yolcu üçer kişi koltuklarda yan yana saatlerce yolculuk eder virüs bulaşmaz, aynı şehrin insanları bir kıraathanede bir bardak çay içerken virüs bulaşır.
   Hafta sonları marketler satış yaparken virüs bulaşmaz, ayakkabıcı, züccaciyeci, konfeksiyoncu, satış yaparsa bulaşır.

   Etüt merkezleri, kurslar öğrenci kabul ederse bulaşmaz, devlet okulları öğrenci kabul ederse bulaşır.
   Turistler binlerce kilometrelik yoldan gelir, maskesiz mesafesiz gezer dolaşır virüs bulaşmaz, kendi doğup büyüdüğün memleketinde dışarı çıkarsan virüs bulaşır.

   Bunlar toplumda yaşanan tutarsızlıklar. Bir de bilim adına tutarsızlıklar var. Bunlara da birkaç örnek verelim;
  Çok bulaşıcı ve öldürücü olduğu söylenen bir virüs,  bazı insanlarda (taşıyıcı) hiçbir belirti göstermeyebilirmiş.

   Çok bulaşıcı ve öldürücü olduğu söylenen bu virüs, sadece testle tespit edilebiliyormuş. Hangi testle? Meyve suyuna, kolaya, armut meyvesine, motor yağına pozitif sonuç veren test. Mucidinin ‘bu test virüs tespitinde kullanılamaz’ dediği test. En sonunda DSÖ’nün ‘çok sayıda hatalı pozitif sonuç veriyor’ dediği test.

   Çok bulaşıcı ve öldürücü olduğu söylenen bu virüsten her hangi bir standartı olmayan maske ile korunabiliyormuşuz. Üstelik maskenin koruduğuna dair hiçbir bilimsel veri yokken.

   Çok bulaşıcı ve öldürücü olduğu söylenen bu virüse karşı aşı yaptırmak gerekliymiş. Aşının koruyuculuğu, etkinliği bile bilinmeden. Mesela MHP Gaziantep Milletvekili doktor Ali Muhittin Taşdoğan, 15 Ocak’ta koronavirüs aşısı olmasına rağmen, 2 Şubat’ta  koronavirüse yakalandığını açıkladı. Esasen bu sıvıya aşı demek doğru değil. Sinovac.com sitesinde aşı ile ilgili verilen açıklamada; ‘aşının Türkiye’de faz 3 denemesi yapılmaktadır’ denmektedir. Yani bu bir deney. İşe yarayıp yaramadığını bizim üzerimizde deniyorlar. Sağlık bakanlığını bu konuda şeffaf olmaya, bunun bir deney olduğunu açıklamaya davet ediyorum. Her şeye rağmen aşı olmak isteyen vatandaşlarımıza saygı gösteriyorum. Ancak aşı olmak istemeyenlere de saygı gösterilmeli ve baskı yapılmamalıdır. Aşı yapılmayanın anayasal hakları kısıtlanmamalı, ne HES koduna işleme, ne de aşı pasaportu gibi bir uygulama yapılmamalıdır. Bunun mantıklı bir açıklaması da olamaz. Aşı eğer insanı koruyorsa aşılanan güvencededir ve aşılanmayan insandan ona virüs geçemez. Aşı korumuyorsa neden aşı olalım?  Kaldı ki; virüsün iki defa mutasyona uğradığı söylenmektedir. Mevcut aşı adaylarının mutasyonlu virüse karşı nasıl bir etkisinin olacağı görülmeden toplumun tamamını aşılamaya çalışmak doğru değildir.
   Sözü daha fazla uzatmadan bu tutarsızlıklar ve çevremizdeki gözlemlerimiz  göstermektedir ki; ortada korkulacak kadar bir pandemiden söz edilemez. Sayın Cumhurbaşkanının bu tutarsızlıkları görerek, ülkemizin geleceğini düşünerek, DSÖ emirleriyle değil kendini seçen vatandaşlarımızın gücüyle hareket etmeye davet ediyorum. Hayatın tekrar normale dönmesi, kapalı olan işyeri ve okulların açılması gerektiğini ifade etmek istiyorum.

   YENİ ANAYASA
   Ülkemizdeki en önemli sorun ekonomidir. İşsizlik, geçim sıkıntısı, hayat pahalılığı. İktidar bu konuda çözüm üretmek yerine algı ve gündem değiştirme çabasındadır. En son suni gündem maddesi ise Yeni Anayasa olmuştur. Hukuku hiçe sayan, yargıyı baskı altına alan, hoşuna gitmeyen mahkeme kararını tanımayan ve uygulamayan iktidarın Yeni Anayasa tartışması açması gündemi değiştirmekten başka bir anlam ifade etmemektedir. Ülkemizin geniş toplumsal uzlaşı ile, hak, adalet ve özgürlükler üzerine yeni bir anayasaya ihtiyacı vardır. Ancak bu iktidarla bu işin yapılabileceğini düşünmüyoruz.

   EKONOMİ
   İktidar suni gündemleri ve algı oluşturmayı bir kenara bırakarak ekonomiye odaklanmalıdır. Ekonomi nasıl çözülür denildiğinde ise;

   Bütün kaynaklar üretime yöneltilmeli, üretime dönük olmayan bütün yatırımlar durdurulmalıdır.
   İtibardan tasarruf olmaz anlayışından vazgeçilmeli, israfa derhal son verilmelidir. Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığının açıkladığı 2021 Yılı Yatırım Programı’na göre 2021 senesinde yazlık ve kışlık 2 yeni saray inşa edilecek. Marmaris’teki yazlık saraya 640.5 milyon ve Bitlis Ahlat’taki kışlık saraya 99 milyon TL harcanması bekleniyor. Bu anlayışla ekonomi düzelmez.

  Yine 2021 bütçesinde Millet Bahçelerine ayrılan pay 6 bakanlığa ayrılan paydan daha fazladır. Ne yazık ki; aynı zihniyet şehrimizde de hüküm sürmektedir. Belediye Başkanı Sayın Zeybek, Cirit kayalığına millet bahçesi yapacağından, eski İzmir İstasyonu arazisinin de bu plana dahil edileceğinden, Vakıf İşhanı’nı yıkarak Kent Meydanı’na katılacağından, askeri garnizonun bir kısmının millet bahçesi olacağından hep söz etmektedir. Sayın başkan buralarda kaç kişiyi istihdam edeceksiniz? Şehrimizin ve insanlarımızın ekonomisine ne kadar katkısı olacak? Bulunduğumuz durum itibarı ile bir yatırımda ilk olarak sorulacak sorular bunlar olmak zorundadır. Yoksa biz ne yeşile, ne de yeşil alana karşı değiliz. Aksine ‘Afyon içinde yeşil değil, yeşil içinde Afyon’ diyoruz. Ancak şu an ihtiyacımız bu değil.

   SEÇİM İTTİFAKI
   Son günlerde gündemdeki bir tartışmada ittifak tartışması. Saadet Ak Parti ile bir ittifak yapar mı? öncelikle ittifak konusunun tartışılması için erken olduğunu belirtelim. İttifak seçim zamanlarında konuşulacak bir konudur. Bizim gündemimizde böyle bir konu yok. Daha önceki seçimlerde de ifade ettiğimiz gibi, biz ilkelerimizi kabul eden her partiyle ittifak yapabiliriz. Bizim için önemli olan kişiler, partiler değil ilkelerimizdir.