Bu yazı, 5 Ocak 2010 günü Kocatepe Gazetesinde yayınlamıştır.

HASAN ÖZPUNAR 



  Değerli okurlarımız, bugünkü yazımızın konusu Afyonkarahisar Tren istasyonu.

Afyonkarahisar şehrinde iki istasyon bulunmaktadır. Halen kullanılan ana istasyon Ali Çetinkaya Tren Garı ve şu anda kapalı olan Afyon Şehir Tren Garı. İki istasyon arasında 1.800 metre mesafe bulumaktadır. Ali Çetinkaya Tren Garı Eskişehir-Konya yolu üzerinde, Afyon Şehir Tren Garı ise Afyonkarahisar-Uşak-Denizli yolu üzerinde bulunmaktadır.1863 de "Smyrna Cassaba Railway" (SCR) adlı şirket Osmanlı Padişahı'ndan imtiyaz alarak İzmir-Uşak-Afyon yolunu yapar ve 1879 Ocak ayında da son istasyon olarak halk arasında "İzmir İstasyonu" diye bilinen bu Afyonşehir İstasyonunu açar (1) ; Afyon Şehir istasyonu İzmir-Afyon tren yolunun son istasyonudur ve Afyon'unda ilk tren garı. Ali Çetinkaya Tren Garı ise Bağdat demiryolunun bir parçası olup inşaatı "Chemin de fer Ottoman d'Anatolie (CFOA)" ve teknik işleri Philip Holzman adlı şirketler tarafından 1895 yılında yapılarak işletmeye açılmıştır. Adı geçen şirketler bugünde faaliyettedir. Demiryolunun açılmasıyla eskiden günlerce süren İstanbul yolculuğu artık sadece 1 güne sığmıştır. Padişah imtiyazıyla verilen İzmir-Afyon ve İstanbul-Afyon demiryolları farklı şirketler tarafından işletildiği için yıllarca birbirleri ile rekabet ederek yalnızca kendi menfaatleri için çalışmışlar ve halkta bundan dolayı sıkıntı çekmiştir. İstasyonlar arasında çok kısa bir mesafe olmasına rağmen iki demiryolu şirketi bu hatları birleştirmemiştir. İstanbul'dan, Konya'dan gelip İzmir'e gitmek isteyenler tren saatlerinin birbirleriyle uyumsuz olması sebebiyle istasyon binalarında saatlerce bazen günlerce beklemektedir.



İzmir İstasyonu diye bildiğimiz AfyonŞehir Garı uzun yıllar İzmir yönüne gidecek olan yolculara hizmet verir. Özellikle İstanbul-Konya demiryolu hattının devreye girmesiyle bugün kullandığımız Ali ÇETİNKAYA gar binasının bulunduğu yerlerde de ek binalar,zlokomotif depoları yapılır. Buraya da İstanbul İstasyonu adı verilir. (2) 1921-1922'deki işgal yıllarında buradaki binaların kullanıldığı elimizdeki fotoğraflardan açıkça görülmektedir.(3)



Anlaşıldığı gibi iki istasyonda birbirinden bağımsız olarak kurulmuş olup daha sonra demiryolu hattıyla birbirine bağlanmıştır. 

Ali ÇETİNKAYA'nın bakanlığı zamanında özellikle yabancı şirketler elinde bulunan kamu kurumlarının devletleştirilmesinde ilk sırayı demiryolları alır. 1934 yılına gelindiğinde yaklaşık 40 yıldır birbirinden ayrı olan iki demiryolu hattı birleştirilir ve Afyonkarahisar halkı da sıkıntıdan kurtarılır.



Demiryolunun hizmete girmesiyle birlikte Afyonkarahisar'ın ekonomik hayatı da canlanmaya başlar. Eskiden yakınlığı ve tek ulaşım yolu sebebiyle İzmir'e nakledilen Afyon, Tiftik, yapağı, dokuma işleri gibi mallar artık İstanbul'a sevk edilmektedir. Ticaret işiyle uğraşanlar genellikle şehirdeki Ermeniler olduğu için bu canlılık en çok onların işine yarar ve kısa zamanda dış pazarlara da açılırlar.

Cumhuriyetin ilk yıllarında bir dekovil hattıyla şehir merkezine kadar uzatılan demiryolu bağlantısı daha sonra sökülür. 1934 yılına kadar tozlu topraklı yoldan şehre ulaşan yolcular o yıl tek bulvarımız olan İstasyon Bulvarına parke taş döşenmesiyle rahata kavuşurlar.

1938 yılında, Ali ÇETİNKAYA Münakalat (Ulaştırma) bakanlığı sırasında eski İstanbul İstasyonunun yerine yenisini yaptırmaya karar verir. Proje olarak o yıllarda henüz yapılmış olan Ankara Tren Garının 1/2 boyutunda inşa edilmesi uygun görülür. Müteahhiti Kurtuluş Savaşında büyük destekleri olan Ankara Müftüsü Rıfat Börekçi'nin oğlu Raşit Börekçi ve mimarı Rifat Pilavoğlu'dur.(4)

Gar binasının inşaatına 21 Nisan 1938 günü başlanır, ihale bedeli o günün rakamlarıyla 359.000 TL'dir. 4 Şubat 1939 tarihinde inşaat biter. 19 Temmuz 1939 tarihinde Münakalat Vekili Ali ÇETİNKAYA ve beraberindekiler trenle Ankara-Eskişehir istikametinden gelerek resmi açılışını yaparlar.(5)

Ali ÇETİNKAYA açılışta yaptığı konuşmada şöyle der,

''Bu yapılan işte benim rolüm üzerime düşen vazifeyi dürüst ve doğru olarak ifa etmekten başka bir şey değildir. Her muvaffakiyet devlet ve millete aittir. Bu eser müstakil ve hür devletin ve davasını bütün fedakarlığıyla başarmış şerefli bir milletin eseridir. Bu neticeden nihayet bende sizin gibi bir vatandaş sıfatiyle bir hissi iftihar duymaktayım.''

Açılışta Çetinkaya'dan sonra TCDD 7.İşletme Müdürü Galip Gürsan söz alır ve Afyonkarahisar'daki demiryolu hatları ile ile ilgili bilgiler verdikten sonra yeni yapılan Gar binası, depolar, atelyeler, hat sayısı hakkında teknik detaylar verir.



'' Eski istasyon yolcu binası altı 250 m2 servis kısmı, üstü 1 lojman iken, yeni istasyon binasında 1300 m2 servis kısmı ve üstünde 4 lojman bulunmaktadır.

Yeni gar binasının holü 290 m2 olup eski gar binasının holünün tam 16 katıdır. Bundan başka bagaj mahalli yolcu bekleme salonları büfe ve servis kısımları ayrı ayrı ve uzun senelerin gelişmesi göz önünde tutularak ihtiyacı karşılayacak biçimde yapılmıştır. Mimari bakımdan modern ve yalnız memleketimizde değil ecnebi memleketlerdeki gar binaları arasında örnek gösterilebilecek sayılı ve güzel eserlerden biridir.

Eski Afyon garı deposu 5 makinelik bir sundurma ve küçük bir atölyeden ibaretti. Hali hazırda inşa edilen Devlet Demiryollarının ilk modern deposu ve atelye 20 makinelik (lokomotif) depo kısmı ile orta tamiratı yapabilecek büyük bir depodan ibarettir. İstasyonda eskiden 8 olan yol sayısı 13'e çıkarılmıştır. '' ( 6)

Esasen 4 ana hattın birleştiği noktada bulunan Afyonkarahisar'a o yıllarda yapılan yatırımın ne derece isabetli olduğu 70 yıl sonra bugün bile daha iyi anlaşılmaktadır.

Bugün gar binasına girdiğimizde soldaki duvarda reklam tabelalarının üzerindeki bir mermer panoda bir yazı gözümüze çarpar. Tam 70 yıldır gelip giden her yolcunun göz attığı bu panoda şöyle yazar "Milli Şef İsmet İNÖNÜ'nün Cumhurbaşkanlığı ve Ali ÇETİNKAYA'nın Münakalat Vekilliği zamanında 1939'da hizmete açılmıştır.'' Tabelada uzun yıllar boyunca üzeri kapatılan ''Milli Şef'' yazısı geçtiğimiz yıllarda açığa çıkartılmıştır. 

Ali Çetinkaya Gar binasının önü yıllarca faytonlara ev sahipliği yapar, özellikle trenlerin geliş ve gidiş saatlerinde faytonlar adeta yolcu kapma yarışına girerler. Zamanla taksilerin ortaya çıkmasıyla onlarda hatıralarda kalır.

İstasyon binası yapıldığı yıllardaki ihtişamıyla birçok fotoğrafa da malzeme olur. Öyle ya İstanbul'un Haydarpaşa Garı varsa bizimde saat kulesiyle birlikte modern bir gar binamız vardır. Önündeki meydan yıllarca siyasilerin toplanan kalabalıklara nutuk atmasına sahne olur. Yanlış hatırlamıyorsak son kez 1987 yılında siyasi yasakların kaldırılması sırasında Süleyman DEMİREL burada sahneye çıkar.

Takip eden yıllarda meydan düzenlemesi adı altında meydan olmaktan çıkarılır.

1980'li yılların ortalarına kadar varlığını sürdüren buharlı kara trenler bugün sadece istasyon meydanını süslemekte.

2008 yılında TRT'de gösterilen ''İÇİNDEN TREN GEÇEN ŞEHİRLER'' isimli belgeselde Gar binası ve ilimize de 1 bölüm ayrılmıştı. 

Gar dedik de şair Cemal SÜREYYA'nın ''Afyon Garı'ndaki'' başlıklı şiirini hatırlatmamak olmaz.

AFYON GARI'NDAKİ 

Afyon garındaki küçük kızı anımsa, hani, 

Trene binerken pabuçlarını çıkarmıştı; 

Diye başlayan ve;

Eşiklere oturmuş bir dolu insan 

Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.

Cemal SÜREYYA

Diyerek biten şiiri, şairin Afyon Garı'ından izlenimlerini yansıtır.

Afyon Şehir Gar binasına gelince, küçük olması ve Ali Çetinkaya Tren Garına göre biraz daha şehrin dışında kalması, çevresinde demiryolu tesislerinin olmaması sebebiyle önemini yitirmiş ve 5-6 yıl öncede kapatılmış olup halen lojman olarak kullanılmaktadır. Mimari güzelliğini ise yıllar önce ön tarafa yapılan depo gölgelemektedir.



Bugün Ali ÇETİNKAYA Gar binasına girince sağlı sollu duvarlarda devasa reklam tabelaları yer almaktadır. Ama oralara yakışan bu reklam tabelaları değil olsa olsa Gar binasının tarihini gösteren fotoğraflar veya ilimizin doğal güzellikleri olmalıdır. Bu konuda da TCDD Bölge Müdürümüze iş düşmektedir.

Kültür varlığı olarak yıllardır ayakta duran binaların bakımının daha fazla olması, yapıları deforme eden tabela,reklam panosu gibi yüklerden acilen kurtarılması gerekmektedir.



DİPNOTLAR

1- Taşpınar Dergisi Temmuz 1939-syf 82-83

2- Mehmet Çavuşun Anlattıklar-Taşpınar Dergisi-Eylül 1933

3- Arşivimizde bulunan İşgal yılları fotoğraflarından

4- Ömer Fevzi ATABEK'in Hatıraları-Beldemiz Dergisi-Mart 1994 sayı 34

5- Ömer Fevzi ATABEK-Afyon Vilayeti Tarihçesi-syf 247-248-AKÜ Yayını-1997

6- Taşpınar Dergisi Temmuz 1939-syf 84-85