Afyon haber köşe yazarı, emekli öğretmen, şair ve yazar Mürşide Oklu Ayhan, "Afyonkarahisar’ı Kucakladım Şiirlerimle ve Yüreğime Dokunan Şiirle" şiir kitabını yayınladı.

Gözden kaçırmayın

Afyonkarahisar'ın Yavrusu Mehmet Akif için Destek ZamanıAfyonkarahisar'ın Yavrusu Mehmet Akif için Destek Zamanı

Afyon haber köşe yazarı, emekli öğretmen, şair ve yazar Mürşide Oklu Ayhan, "Afyonkarahisar’ı Kucakladım Şiirlerimle ve Yüreğime Dokunan Şiirle" şiir kitabını yayınladı.

Kitap, internetten ve seçkin kitabevlerinden alınabiliyor.

‘’Afyonkarahisar’ı Kucakladım Şiirlerimle ve Yüreğime Dokunan Şiirler’’ isimli şiir kitabını yayınlayan Afyon haber köşe yazarı, emekli öğretmen, şair ve yazar Mürşide OKLU AYHAN şiirlerinde memleketine duyduğu özlemi şu dörtlükle dile getirmiş.

Dağların ardından, dağlarını özlediğim,
Kuşlarından haber beklediğim, memleketim.
Uzaklardan yanıp tüten hasretimle,
Afyonkarahisar’ı kucakladım şiirlerimle…

Şiir kitabına adını veren dörtlük dışında, özlemleri hiç bitmemiş, memleketine her geldiğinde arayışını sürdürmüş ‘’Afyonkarahisar’da Aradım’’ diyerek memleketinin geçmiş yıllarını mısralara dökmüştür. Kalesinden etkilenmiş şiir yazmış, Eski Evler demiş, dünü aralamış dizelerinde. Afyonkarahisar’dan gelip geçenlere seslenmiş bedeli acı ile ödenen toprakların yankılanan sesini duymasını istemiştir tepelerden. ‘’Ben sorayım sen anlat ‘’ diyerek memleketi ile sohbet etmiş.

Şair şiirlerinde Mahalle Fırınları’nı ‘’Neyneyen Gülüm’le Afyonkarahisar mutfağını, 
Örenbağlı Emine ve Emekçi Mahallelere girmiş yaşayan halkı anlatmış.

Kimi bakkaldı köşede, marketlere yenilmeden önce,
Kimi kasap, dükkânını açar, sucuklarını asar erkence,
Hangarlarda çalışır kimi, memur resmi dairede,
Pazarlara yayılır kimi, ilk siftah karınca kaderince...

Ayşe ninenin kirmanı, döner geçmiş yılları gibi hızla,
Yünleri yol olur, iplik iplik, sarar, yüreğindeki közle,
Örecek hırka, kazak, çorap artık görmeyen gözle
‘’Soğuğun yoktur imanı, kışın giyilecek’’ der bir cümle sözle…

Yollar dolar okula giden öğrencilerle, ellerinde çantaları,
Kadınana, Gedik Ahmet Paşa, Atatürk, Cumhuriyet okulları;
Afyon Lisesinin yeri bir başka, hepsinin değeri apayrı,
Durmadan çalışmak, okumak; başarılı olmanın tek anahtarı…

Şairin gurbette oluşu memleketine olan özlemini hep arttırmıştır. Kara güzelim, kaya bakışlım dediği Kalesini, Hıdırlık’ını aklından çıkaramaz.

Yanar içim, ne zaman aklıma gelse şehrim,
Birden kuşlar havalanır gönül bağımdan,
Turna katarı süzülür göklere, dalar giderim,
Vefa umarım gün batımından; ufuklardan…

Sarar kucaklarım sılamı, boşa çıksa da elim,
Çeşm-i siyahım, kaya bakışlı kara güzelim,
Anılarda yaşanırmış geçmiş; hep özlerim,
Sulu bulut renginde hasret dolu bekleyişlerim.

Demirciler çarşısında ki dükkânların önünden geçeceğim,
Bedestene, Kasaplar içine, bir de Uzun Çarşıya gireceğim,
Dönüp dolaşıp caddelerinde, belki adını hiç bilmeyeceğim,
Dilimde dualarım; mezarında babamın, dolacak gözlerim...

Dağılacağım tesbih tanesi gibi renkli sokaklarına,
Bakacağım ayrılık nedir bilmeyen insanlarına?
Özeneceğim kapı ardına saklanan çocuklarına,
Bakıp kalacağım, uzayıp giden dalgın ovalarına…



Deper çeşmesinden, Taşpınar’dan, Olucak’tan akan sular gönül pınarında taşar, dizelere dökülür. Frig Vadisinde Kaybolur, Emre Gölünde huzur bulur. Efsaneler dile gelir, harman yeli ile eser mısralarından.

Benim memleketimde efsaneler, harman yeliyle eser,
Yaşamının içinden doğar, mucizeler ateşinde kavrulur, pişer.
Unutulmuş bir sözle çağrışınca, binlerce yıldan yollara düşer,
Hiç şaşma! Bazen senin efsanen, benim efsaneme benzer…

Tarihi mekânlar, Taşhan, Ulu Cami, Bedesteni, Uzun Çarşısı şairin yüreğinde yer bulur. Unutulmaya yüz tutmuş el sanatlarından Keçecilik, Koşumculuk, Bayat Kilimleri ile tarih canlansın ister, Arabacı İsmail’i Afyon sokaklarında koşturur. Ev ekmeği satanlara, emekçilere el sallar dizelerinde. Bir zamanlar Afyonkarahisar der;

Dünden ne kaldı bu günde, geçti bak kaç bahar,
Ne günler gördün, kim bilir, ne acılar, ne başarılar?
Sende doğdum, sende gördüm, sensiz geçti kaybolan yıllar,
Kucağında aydınlandı umutlar; bir zamanlar Afyonkarahisar…

Aklımdan geçer; yaşadığım sokaklar, küçülen evler, damlar,
Gözümde kocaman görünürdü, çarşılar, pazarlar, dükkânlar,
Ben yine aynı yollarda koşmak isterim, zorlasa da ayaklar,
Nasıl da birikmiş anılar; bir zamanlar Afyonkarahisar…

Çok yıllar geçti, bitmedi bendeki özlem ateşi hala yanar,
Bu gönül senden uzak kalan yıllarımı yaşanmamış sayar,
Sevdiklerim; doyamadan bir yıldız gibi günden güne kayar,
Düğümlenir boğazında acılar, işte bir zamanlar Afyonkarahisar…

Özlemin Üşütüyor şiirinde;

Sen dağ, taş, kaya dersin, ben, Hıdırlık derim, Kale’m derim;
Sen, tarih, coğrafya dersin, ben memleketim derim, sılam derim…