rnrnAFYON UÇMADI…rnrnTarih, 12 Şubat 2008..rnrnBelediye Başkanıda Abdullah Kaptan.. rnrnKaptan, Halil Ağa Semt Pazarını onlarca esnafın gözyaşına rağmen yıktırmış, konut ve alış veriş merkezi yapılması için ...

Gözden kaçırmayın

ERKMEN’DE SERA YAPIMINA BAŞLANIYORERKMEN’DE SERA YAPIMINA BAŞLANIYOR

AFYON UÇMADI… Tarih, 12 Şubat 2008.. Belediye Başkanıda Abdullah Kaptan.. Kaptan, Halil Ağa Semt Pazarını onlarca esnafın gözyaşına rağmen yıktırmış, konut ve alış veriş merkezi yapılması için Antalyalı bir firmaya kat karşılığı ihale etmişti. Sözleşmeye göre; Afyon Belediyesi bu ihaleden 451 konut sahibi olacak ve 130 milyon gelir elde edecekti. İmza töreninden sonra Belediye başkanı Abdullah Kaptan: “Afyon uçacak..” diye beyanat vermişti. Ancak; Afyon uçmadı, kendisi uçtu… Hatırlarsınız: hazırgiyimcilerin, sebzecilerin, ayakkabıcıların feryadına kulak tıkanmış, Halil Ağa Semt Pazarı ardından garaj apar topar yıkılmıştı. Kentsel dönüşüm inşaatı  için arazinin etrafı panolarla kapatıldı, temel kazıları  başlatıldı. Fore kazıklar çakılacaktı… Aradan 4 yıl geçti, kazılan temeller enkazla, çöplerle doldu, varillerde fore kazık yerini aldı. Dönemin Belediye başkanı Abdullah Kaptan: “Afyon uçacak..” demişti. Ancak; Afyon uçmadı, kendisi uçtu… Aradan 4 yıl geçti, çivi bile çakılmadı,  şehrin en güzel alanı bugün virane durumda. Bu proje neden gerçekleşmedi? Şirketin verdiği teminat mektupları ne oldu? Herhangi bir dava açıldı mı? Yaptım, ettim, gittim demekle olmuyor. Eski Belediye Başkanı Abdullah Kaptan’ın bu soruları cevaplaması gerekir. Kamuoyu, bu sorulara cevap arıyor. Bu büyük alan 4 yıl boş kaldı. Pazarcılar, işinden gücünden oldu. Büyük paralar harcandı. Belediyenin kaynakları heba edildi. Bunlar için Kaptan’a soruşturma açıldı mı?  Bu sorunun yanıtını da yeni yönetim vermeli… ************** KERAMET… Yağmurlu bir günde Şeyh camiye yürüyerek geldi… Müritleri dışarıda sağnak yağmur varken, Şeyh’in hiç de ıslanmadığını gördü… Şaşkınlık içinde sordular: “Ya Şeyhimiz…Dışarıda rahmet yağarken siz nasıl ıslanmadınız?..” Şeyh hazretleri cevap verdi : “Ey müritlerim…Yağmurun altında yürüdüğümüzde kırk huri üzerimize kanat germiş, bizi iman yolunda yağmurdan korumuştur…” Bu duyanlar bir yeni keramet olduğunu anladılar… (Aslında, Şeyh evinden caminin önüne gelinceye kadar soyunup, camiinin önüne geldiğinde kuru elbiselerini giyivermişti…) ………………………. Bir mübarek gün buğday tarlasında yürüyen Şeyh hazretlerini, tarlanın ortasındaki ulu ağacın tepesinde gördüler… Müritleri ağacın etrafına toplanıp sordular: “Ey Şeyh hazretleri…Ağacın üzerine çıkmanız ne keramettir?..” Şeyh hazretleri ağacın üzerinden seslendi: “Mübarek makamdan beni çağırmışlardır…Kırk huri gelmiş,ellerimizden tutup bizi yedi kat yukarı götürmüşlerdir…Dönüşte kendimizi burada bulmuşuzdur…” Müritler yine sordular : “Ey Şeyh hazretleri…Niye düzlüğe inmediniz,bunun kerameti nedir?” Şeyh hazretleri cevapladı: “Boing tayyaresi miyiz ?…”