Türk tiyatrosunun dahi adamı İrfan Kangı’nın Cafelife Bayram sayısı için özel röportaj yaptık. Fahri Afyonlu olan İrfan Kangı, koronavirüslü günlerde ne yapıyor, yeni oyunlar var mı, tiyatroya nasıl başladı, Afyon seyircisi hakkında ne düşünüyor, kafamıza takılan tüm sorduk işte cevaplar.

 

Ömer Mazi / cafelife.com.tr

 

İrfan Kangı kimdir bize biraz kendinizden bahseder misin?

Ben 1976 doğumluyum, liseden sonra Müjdat Gezen Sanat Merkezi akşam okulunun ilk öğrencilerinden biriyim. İlk tiyatro eğitimimi profesyonel olarak orada aldım. Daha sonra başta Müjdat Gezen Sanat Merkezi olmak üzere birçok yerde tiyatro eğitmenliği yaptım ve hala yapmaya devam ediyorum. 2000 yılında profesyonel oldum Avam Tiyatro diye bir gurubumuz vardı. Sevgili Sinan Dülger’in kurduğu orada başladığım tiyatro hayatımda bu güne kadar sadece bir yıl tiyatro yapmadım 19 yıl hep sahnedeydim. Televizyon, diziler, reklamlar ve sinema filmlerinde oyuncu olarak hizmet verdim. Bunun dışında sunuculuk, aktivite, etkinlik gibi işlerde faal olarak çalışıyorum. Son yıllarda televizyondan dizilerden sıyrılıp daha çok tiyatroya ağırlık verdiğim bir dönem oldu.    





Tiyatroyu hayatımın merkezine koydum. Bundan da son derece memnunum oyunculuk denilen şey sadece meslekten ibaret bir şey. Çok abartmaya gerek yok. Özetle hayatım boyunca başka bir iş yapmayacağım belliydi. Bu tarz bir iş yapacağım çok netti. Her insan içinde hissettiği ve mutlu olduğu işi yapması gerektiğini biliyordum. Bende hayatımın en keyif aldım işi seçtim. Sahnede olmayı, sahneye bir şey koymayı çok seviyorum. Ömrüm yettiğice oyuncu yetiştirmeye, oyun yazmaya, yönetmeye ve oynamaya devam edeceğim. 

Nasıl tiyatrocu oldun ailenin yaklaşımı nasıl oldu?

Tiyatroya ilgi duymam 7 yaşında oldu. Devekuşu Kabarenin Deliler oyununu Harbiye Açık havada canlı canlı seyretmemle başladı. Dayımla gitmiştik ve daha sonra Nejat Uygur, Ferhan Şensoy, Dormen tiyatrosunun oyunlarının hepsini izledim ve 7 yaşındaki çocuk o yöne girmişti. Ailem hiç karşı çıkmadı ve ne istiyorsan onu yap diye bana destek oldu. Benim tek işim tiyatro.  

Sizin için en önemli sahne deneyimi hangisi olmuştu?

Bir tiyatro oyuncusu için her akşam farklı bir deneyim ve sürpriz. En önemli sahne deneyimi dersek bazı özel insanların gelip sizi izlemesi. Şener Şen’in beni gelip iki farklı oyunda izlemsi, Haluk Bilginer gibi bir ustayla aynı dizide oynamak, Metin Akpınar ile sohbet edip onun oyunlarını ona anlatmak benim için çok önemli şeylerdi. Şehircilerin arasında sandeviç yapanları da gördük, kabak oyacağıyla kabak oyanı da, oyuncular arasında sözünü unutanlar her oyun yeni bir deneyim.  





İrfan Kangı oyuncu, yönetmen ve yazar olarak karşımıza çıkıyor ve çok keyifli oyunlar ortaya çıkardınız, hatta sizin için oyun fabrikatörü deniliyor. Hem oynamak, hem yönetmek ve hem de yazmak zor olmuyor mu?

Oyuncu fabrikatörü, evet sağ olsunlar gazeteci dostlarımız öyle bir başlık bulmuşlar. Böyle anılıyor olmak tabi ki gurur verici bir olay. Evet bir çok oyunca hem oyuncu, hem yönetmen ve hem de yazar olarak yer almak tabiî ki zor. Yazarken ayrı bir zorluğu, yönetirken ayrı ve oynarken ayrı bir zorluğu var. Ama ben bunların hepsini sıraya koyuyorum. Yazım aşamasındayken diğer hiç bir şeyi düşünmüyorum, yönetirken o zorluklara göğüs germeye çalışıyorum ve oyuncu olarak yer alırken de ona göre çalışıyorum. Kısacası hepsini bir sıraya koymak lazım ve ben bunu iyi sıraya koyduğumu düşünüyorum. Bütün bu zorluklardan sonra seyircinin güzel geri dönüşleri ve gazetecilerin böyle yaklaşımları olunca işte o zaman bütün yorgunluk gidiyor. 

Melda Gür ile iyi bir ikili oldunuz, Kadın Kafası ve Şaşkın Aşıklar’la Afyon izleyicisinden tam not aldınız. Melda Gür ile yollarınız nasıl kesişti?

Melda ile tanışmamız tiyatrodan önceki yıllarda Metin Uca’nın sunduğu Pasa Porola programı vardı. O kızlar takımında bende erkekler takımında sürekli konuktuk olarak katılmıştık. Orada başladı ama ben onun daha önceki müzikal yaşamından tanıyorum ve takip ediyorum sonraki zamanda da tiyatro yaşamını takip ediyordum. O zamanlar Volkan Severcan ile çalışıyordu ve Volkan Meldayı bana vermezdi. Kadın Kafasını yazdıktan sonra Melda’nın kapısını çaldım ve projeyi birlikte okuduktan sonra tamam bu sene birlikte çalışalım dedi ve birliktelik böyle başladı. Umarım uzun yıllarda birlikte çalışmaya devam ederiz.

Yeni sezonda yeni bir şeyler var mı?

Biz her sezon Epizot Görsel Sanatlar olarak 3 ya da 4 oyun çıkartıyoruz. Bu sene yaşanan bu durumlardan dolayı bir ya da en fazla 2 oyun çıkartacağız. Henüz karar vermedik ama yaz döneminde belirleyip eylül ekim gibi hangi oyunu oynayacağımız belli olur. 

Afyon tiyatro izleyicisine neler söylemek istersin?

Afyon seyircisine teşekkür etmemiz lazım, her geldiğimizde bizi dolu salonlarla karşıladıkları için. Tiyatroya bu kadar ilgili ve alakalı oldukları için. Burada sana teşekkür ederiz ağabey her ay düzenli olarak oyun getirerek orada bir seyirci potansiyeli oluşturdun, bir kültürü tekrar canlandırdığın için sana teşekkür ederim. Afyon seyircisinin yine bizi yalnız bırakmamalarını, yeni sezonda geleceğimiz hem yeni oyunla hem de yeniden geleceğimiz önceki oyunlarda bizimle olmalarını rica ediyorum. Çünkü Afyon’a da yakışan budur. Afyon seyircisine yakışan dolu salonlarda güzel oyunlar izlemektir. Bizde onlara layık olmaya çalışacağız. 2020-2021’de yeniden görüşeceğiz.