TBMM’sinde gerçekleştirilen 13. Ulusal Çocuk Forumu’nda eğitim hakkı, çocuk gelinler ve erken evlilikler, çocuk işçiliği, çocuk hakları ve eğitimdeki sorunlar konuları ele alındı   18-20 Kasım 2012 tarihinde Ankara Kızılcahamam Patalya otelde yapılan, 13. Ulusal Çocuk Forumu’na ilimizi temsilen katılan Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğünde öğretmen Ahmet AŞIK, Çocuk hakları çocuk temsilcileri Bilge Feyza LAFCI ve Yusuf GEDİKKAYA başarıyla temsil ettiler ve şu açıklamalarda bulundular.
Oturuma TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin ve Ak Parti İstanbul Milletvekili Türkan Dağoğlu katıldı.
Oturuma katılan Çiçek, 20 Kasım Çocuk Hakları Günü’nü kutlayarak, dünyada çocuk bayramına sahip tek ülkenin Türkiye olduğunu vurguladı.
Toplumların geleceğinin, çocukların üzerinden şekillendiğini dile getiren Çiçek, toplumun çocuklara gereken önemi vermesi gerektiğini söyleyerek, “Biz de uzunca bir zamandan beri Türkiye olarak bu çabanın içindeyiz. Sadece bunu, bir slogan olarak değil, politikalar haline de getirmeye çalıştık” diye konuştu.
Türkiye’nin, çocuk haklarıyla ilgili çaba göstermesinin, uluslararası taahhüdü olduğunu ifade eden Çiçek, “Bugünlerde çocuk haklarının bir başka anlamı daha var. Maalesef acımasız bir dünyada yaşıyoruz. Çevremizde, Asya, Afrika, Ortadoğu, henüz yeteri kadar bilemediğimiz dünyanın başka yerlerinde yaşanan birçok acı olaylar var, bizi üzen, yüreğimizi yakan gelişmeler var. Bunlardan da en fazla etkilenen çocuklardır. Maalesef bu konuyla ilgili uluslararası bir hassasiyetin de olmadığını görüyoruz. Birçok ülke, kendi özel çıkarlarını, çocuklar üzerinden sürdürmeye çalışıyor, politikaların kaynağı bu acılar, bu dramlar, bu ıstıraplar” dedi.
Türkiye’nin doğru bir tercihle Cumhuriyet ve demokrasiyi seçtiğini, bu tercihlerin konjonktürel, mevsimlik değil, doğru, isabetli ve çağdaş tercih olduğunu dile getiren Çiçek, “Bütün mesele, Cumhuriyet ve demokrasiyi daha çok kökleştirmek, kurumsallaştırmak, özümseyip, benimsemektir. Kabul etmek gerekir ki demokrasi ve Cumhuriyet alttan gelen bir talep değil, üstten topluma telkin edilmeye çalışılan bir durum olarak karşımıza çıkıyor. Üstten teklif edilen, kazandırılmaya çalışılan bu değerlerin, toplumun her kesimi tarafından benimsenmesi, benimsetilmesi önem arz ediyor. Aksi halde demokrasi şekli bir demokrasi olur” dedi.
Demokrasinin bir kültür olduğunu belirten Çiçek, bu kültür olmadığında yerini çatışma, kavga, demokrasi dışı arayış ve çözümlerin aldığını dile getirdi. Türkiye’de demokrasi kültür altyapısının yeteri kadar oluşmadığını vurgulayan Çiçek, “Ne ailemizde ne sokağımızda ne ilimizde ne ilçemizde ne kurumlarımızda demokratik kültür istenilen seviyede oluştu. Eğer demokrasiyi bir kültür olarak kabul ediyorsak, bunun başlangıcı çocuğun eğitiminden geçiyor. Demokrasi kültürü olacaksa da önce çocuğa değer vermemiz lazım. ‘O bir şeyden anlamaz, bilmez’ tarzındaki genel geçer yaklaşım ve onun adına konuşmak yerine, artık hak talep edecekse, bunun çocuğun kendisi talep edebilmeli. Bunun imkanını, özgürlüğünü vermemiz gerekir” şeklinde konuştu.
“Çocukları Rehabilite Edici, Topluma Kazandırıcı Çalışmalar Yapıyoruz”
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, çocukların, sadece öğrenci değil, aynı zamanda öğretmenleri olduğunu söyleyerek, çocukların en temel hakları olan yaşam, barınma, eğitim, sağlık, gelişim ve katılım haklarını çok önemsediklerini kaydetti.
Anayasa’nın 10. ve 41. maddelerini, çocukların lehine çevirdiklerini hatırlatan Şahin, hukuki alanda yapılan düzenlemelere ilişkin açıklama yaparak şunları kaydetti:
“Burada çocuklarımız kendileri için nasıl bir anayasa istiyor, geleceklerine dair bu toplumsal sözleşme içinde çocuk gözüyle ne istendiğini çalıştık. Sayın Başkan’a bunu götürdüğümüzde, ‘Daha yetişkinler bu bilinçte değil’ dedi. Bizim çocuklarımızın geldiği vizyon ve ufku gösteren önemli bir çalışmaydı”.
Çocuk gelinler ve çocuk işçiliği istemediklerini vurgulayan Şahin, bunun için de öncelikle kaynakları güçlendirmeleri gerektiğini, eğitimin de ana damar olduğunu belirtti. Çocuklarla ilgili rehabilite edici, topluma kazandırıcı çalışmaları, Adalet Bakanlığı ile birlikte çalıştıklarını ifade eden Şahin, “3,7 milyar TL’lik bütçeyi, projeyi bu alan için hazırladık. Adaleti herkes için çok istiyoruz ama çocuklar için adaleti de bir o kadar önemseyerek, yolumuza devam ediyoruz. Bu yüzden sevgi dilinin çoğalmasını, barışın hakim olmasını, Yunus Emre, Mevlana, Hacıbektaş-ı Veli, Pirsultan Abdal’ın diliyle sizleri geleceğe hazırlamak istiyoruz” açıklamasında bulundu.
TBMM Çocuk Haklarını İzleme Komitesi Başkanı, Ak Parti İstanbul Milletvekili Türkan Dağoğlu, çocukların cinsel istismara uğramasını istemediklerini söyleyerek, bu çocukların ve ailelerinin yatını karartmaya kimsenin hakkı olmadığını ve bununla ilgili en yüksek cezanın uygulanması için kanun teklifi verdiğini bildirdi. (İl çocuk hakları kız temsilcimiz Başbakanımız ile)