ACI GÜN DOSTLUĞU… Başbakan Sayın Tayip Erdoğan’ın annesinin vefatı bir anda siyasi ortamı yumuşattı. En azından siyasette insani duyguların da olduğunu gördük. Ana muhalefet partisi CHP’nin Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu’nun Başbakan’ı evinden ziyaret ederek, taziye dileklerini iletmesi bunun en belirgin örneği. Cenaze törenini canlı yayından izlerken, “Keşke Kemal Bey’le Devlet Bahçeli Bey’de burada olsalardı” diye iç geçirmiştik. Düşündüğümüz, Sayın Kılıçdaroğlu ile Sayın Bahçeli’nin tabutun birer uçlarından tutmalarıydı. Cenazeye gelenler arasında Mehmet Ağar bile vardı. Başbakan Sayın Erdoğan, Ağar’ın kızının cenazesinde bulunmuş ve tabutunu taşımıştı. Acı günlerin dostluğu unutulmaz. Hele bu anne acısı, evlat acısı olursa… Sayın Kılıçdaroğlu’nun ziyaret etmesinden sonra bekledik ki, Sayın Bahçeli’de taziye ziyaretinde bulunur. Buna ihtiyacımız vardı. Tarihe bakarsak; Merhum Menderes, Londra’da uçak kazası geçirmiş ve yurda dönmüştü. Menderesi karşılayanlar arasında, hükümeti hallaç pamuğu gibi atan İsmet İnönü vardı. Siyasette bir bahar havası esmişti… Günümüzde de, bir bahar havasına ihtiyaç var. PKK terörünü önlemek için fikir birliğine ihitiyaç var.. Yeni Anayasa yapılacak. Tarihi dönemeçlerde rolünü oynayanları bu millet asla unutmaz. İşte taziye ziyaretlerinin olması bu başlangıca vesile olabilirdi. Kaldı ki, bu çok insani bir duygudur. Siyasetçiler de bu insani duygulardan uzak değildir. Ki, taziye ziyaretlerinde siyaset üstü sohbet yapılır. Devlet Bey’in geç olmadan taziye ziyaretine gitmesinde sayısız yarar vardır. Başbakan Sayın Erdoğan Anadolu insanı. Duygusal ve milyonların önünde gözyaşı dökecek kadar acı yaşıyor. Taziye ziyareti için davet yapılmaz. Ancak, Türk örf ve adetleri, İslam anlayışı bunu gerektirir. Millet olarak, bunu görmeye hakkımız var.