Temel Karamollaoğlu'nun AK Parti'deki kopuşların oy oranını azaltmadığı itirafının gelmesinin ardından muhalefet cephesinde birlik oluşturmak için üç partinin bir araya gelebileceği savunuluyor.

Gözden kaçırmayın

İktidar Partisinin Çaresizliği Ortadaİktidar Partisinin Çaresizliği Ortada

Temel Karamollaoğlu'nun AK Parti'deki kopuşların oy oranını azaltmadığı itirafının gelmesinin ardından muhalefet cephesinde birlik oluşturmak için üç partinin bir araya gelebileceği savunuluyor.

Ak Parti'den ayrıldıkları günden itibaren Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan'ın bir araya gelerek bir parti oluşturabileceği kulislerde konuşulmuş, eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün de buna destek verebileceği iddia edilmişti. Ancak beklenen böyle olmamış iki isim de ayrı partilerle yola devam kararı almıştı.

Milliyet Gazetesi yazarı Zafer Şahin, Ankara'da konuşulan bu senaryoyu köşesine taşıdı: Ahmet Davutoğlu'nun Gelecek Partisi ve Ali Babacan'ın Deva Partisi birleşiyor mu? İşte Zafer Şahin'in o yazısı:

Ankara kulislerinde son günlerde en çok konuşulan konu bu.

Bir türlü beklenen sıçramayı yapamayan Babacan ve Davutoğlu’nun partilerinin yeni bir sinerji yaratmak için “Deva Gelecek” adıyla birleşeceği, liderin Babacan olacağı, hatta tüzük çalışmalarına bile başlandığı, seçim barajının yüzde 5’e çekilmesi durumunda bu ittifaka Saadet Partisi’nin de katılacağı iddia ediliyor.

Yeni göreviniz birleşmek

Bu kulis bilgilerini Saadet lideri Temel Karamollaoğlu’nun “Abdullah Gül, Babacan ve Davutoğlu’nun AK Parti tabanında en az yüzde 20-30’luk bir çözülmeyi sağlayacağını düşünüyorduk ama olmadı” açıklamasıyla birlikte değerlendirmek gerekiyor.

Karamollaoğlu bu üç isme dolaylı olarak “Beceremediniz, yeni göreviniz birleşmek ve Erdoğan’ın oyunu hiç olmazsa yüzde 5 azaltmak” diyor.

Peki, anketlerde yüzde 1-2 bandında görülen üç partinin birleşmesi bir sinerji oluşturur mu?

Zor görünüyor. Karamollaoğlu’nun Babacan, Davutoğlu ve Gül hakkında söyledikleri aslında bu üç ismin AK Parti tabanında hiçbir özgül ağırlığının olmadığının itirafı ve ilanı anlamına geliyor.

Üçünün de ortak özelliği, Erdoğan sayesinde Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık ve önemli bakanlıklara gelmiş olmaları. AK Parti’den ayrıldıklarından beri ortaya bir vizyon koymak yerine sadece Erdoğan’ı eleştirdiler ve 19 yıllık iktidarın tüm başarılarını sahiplenmeye çalıştılar.

“Ben Erdoğan’a şunu dedim ama dinletemedim, bu Erdoğan var ya...” diye başlayan konuşmalarıyla kendilerini Halk TV, KRT, Tele 1, Cumhuriyet ve Sözcü’ye beğendirmeyi başardılar. Ama belli ki AK Parti tabanında yaprak bile kımıldatamadılar. Yoksa Karamollaoğlu durup dururken niye kendilerini başarısız ilan etsin?

Özetle... Bugün kıyasıya eleştirdikleri Cumhurbaşkanı Erdoğan sayesinde yükseldikleri siyasette bu kez de Erdoğan’ı eleştirerek ayakta kalmaya çalışıyorlar. Yani dün olduğu gibi bugün de Erdoğan’ın sırtındalar. Ve ona muhtaçlar. CV’lerinde yazan muhteşem kariyerlere rağmen Erdoğan’ın karşısında güneşin altında eriyen kardan farksızlar. 

Tam da bu sebepten birleşmeleri hiçbir şeyi değiştirmez.