Mustafa DAĞHAN, Gazete 3...rnrn rnrn28 Şubat süreci yakın tarihte yaşandığı için hepimiz biliyoruz… Erbakan ve Tansu Çiller’in koalisyon hükümetine yapılan postmodern darbe olarak tarihe geçti diyebiliriz…rnrn rnrnBin ...

Gözden kaçırmayın

ERKMEN’DE SERA YAPIMINA BAŞLANIYORERKMEN’DE SERA YAPIMINA BAŞLANIYOR

Mustafa DAĞHAN, Gazete 3…   28 Şubat süreci yakın tarihte yaşandığı için hepimiz biliyoruz… Erbakan ve Tansu Çiller’in koalisyon hükümetine yapılan postmodern darbe olarak tarihe geçti diyebiliriz…   Bin yıl sürecek denilen ve ordunun Sincan’da tanklar yürüterek, koalisyon hükümetine gözdağı verdiği ve sonunda hükümeti indirmeyi başardığı bir süreç…   Demokrasiyi hiçe sayan bu süreç ülkemize, milletimize çok derin yaralar açmıştır bana göre… Bu süreç sadece tanklarla sınırlı değildir…   Sahte şeyhler, daha önce adını duymadığımız tarikatlar, sahte türbanlı kadınlar piyasaya sürülerek, sözde irticaya karşı yapılmış bir hareket olarak gösteriliyordu o günler…   O günlerde neredeyse tüm basın kuruluşları irtica tamtamları çalıyordu…   Mesele sadece irtica mıydı? Hayır… O günlerde öyle bir soygun yapıldı ki, ülkemizin ekonomisi 2001 krizine sürüklendi… Halkımız fakirleştirildi…   Aslında o günlerde Başbakan olan rahmetli Erbakan’ın tavır ve söylemleri çok dikti, çok sertti…   Koalisyon hükümeti olunmasına rağmen, ‘ülkeyi şeriatla yöneteceğiz’ imajı veriliyordu. Bu imajda, şeriat yönetiminin ne olduğunu bilmeyen avam tabakayı bile ürkütmüştü…   Bide basın kuruluşları fitili sürekli ateşleyince ülkenin caddelerini sanki peçeli kadınlar alıverecekmiş gibi, televizyonlarda gösterilen sahte şeyhler yönetime geçecekmiş gibi korku salınmıştı halka…   Başbakan Erbakan, o süreçte İmam Hatib Liselerini arka bahçesi olarak nitelendirmişti mesela…   Halbuki böyle bir şey yoktu, olsa bile durduk yerde böyle bir söylem, doğru bir söylem miydi?   Bu söylemler darbecilere çanak tutmaktan başka hiçbir şeye yaramadı…   O dönemin sonrasında İmam Hatib Liseli gençler, yanında meslek liseli gençler çok zor günler yaşadı. 28 Şubat’ın emarelerini bugünkü İmam Hatipli gençler hala yaşıyor.   Üniversitelerde katsayı yüzünden okuyamadılar. Başörtülü bacılarımızın birçoğu, kazanmış olsa dahi, türbanlı diye üniversitelere alınmadığı için okulu bırakmak zorunda kaldı.   Toplumdan resmen soyutlandı İmam Hatibliler… İmam’da olamadılar, çünkü o dönemin sonrasında camilere hiç imam alınmadı…   Bu sadece milletimizin başına gelen belki ufacık bir konu… Bunun gibi birçok konu vardı ve 28 Şubat toplumda aslında çok derin yaralar açtı…   Bi düşünün, yüzde 95’inin Müslüman olduğu bir ülkede başörtülü bir bayan kamu kurumlarına giremiyor, üniversitelere alınmıyor. Askeri alanların nerdeyse tamamına sokulmuyordu.   Bu nasıl bir mantık yaa… Amerika başta olmak üzere dünyanın Müslüman olmayan birçok ülkesinde başörtülü veya türbanlı (bana göre aynı şey) insanlar her yerde özgürce hareket edebilirken, okullarda özgürce türban takabilirken, yüzde 95’i Müslüman olan bir ülkede nasıl bir uygulamayla karşı karşıya kalmıştık bir düşünün…   28 Şubat süreci aslında kahraman Türk Ordusu’nun da bir eseri değildi bana göre…   Yine dış güçlerin parmağı olan, Türkiye Cumhuriyeti’ni fakirleştirerek, Müslüman bir ülkeyi özünden, geleneklerinden, kimliğinden döndürerek yok etme süreciydi.   Tabi bana göre yine vatan hainleri devredeydi… Parayla, güçle ele geçirilmiş vatan hainlerinin, vatan topraklarımızda gözü olan hain düşmanların desteğini de alarak planladığı güya bin yıllık bir süreçti 28 Şubat…   Ama Türk halkının sağduyusu ve gerçek vatan evlatları sayesinde bugün o süreçten sıyrıldık diyebiliriz.   Türk Milleti olarak vatanımıza sahip çıktığımız ve akıllı davrandığımız sürece bize kimse bir daha 28 Şubat’lar yaşatamayacaktır…