Araştırmacı-Tarihçi Dr. Muharrem Bayar, müzelerde bulunan tarihi eserlerin Afyonkarahisar’ın geçmişine ait zengin bir arşiv sunduğunu ifade etti. Tarihçi Bayar, “Belgelere dayalı Afyonkarahisar tarihi, 10 bin yıllıktır” dedi. On bir ayın sultanı Ramazan ayının feyz ve bereketini yaşarken farklı konukları ile Afyonkarahisar halkına ilim yolum yolunda ışık tutmaya devam eden, Beytullah Aktaş’ın sunumu ile Kanal 3 ekranlarında izleyicisi ile buluşan program ‘İftar Saati’, bu kez Araştırmacı-Tarihçi Dr. Muharrem Bayar’ı ağırladı. “DURGUN SULARDA GÜMÜŞ TASLAR GİBİDİR” Afyonkarahisar’ın, Anadolu’nun bütün tarihini yaşamış bir belde olduğunu söyleyen Tarihçi Dr. Muharrem Bayar, şöyle konuştu; “Afyonkarahisar’da tarih özündedir ve Anadolu’ya mal olur. En eski tarih yerlerinden biridir. Afyonkarahisar’ın merkezinde ilçelerinde köylerinde, kazalarında bulunan yerler adeta bir canlı tarih sergisi gibidir. Afyonkarahisar, Anadolu’nun yaşadığı bütün tarihi devirleri yaşamış, görmüş geçirmiştir. Afyonkarahisar’da tarih, durgun sularda gümüş taslar gibidir.” “BURAYA BAKTIĞIMIZDA KENDİ VARLIĞIMIZI GÖRÜYORUZ” “İnsanlık Afyonkarahisar’a baktığı zaman Anadolu tarihini burada görür” diyen Tarihçi Dr. Muharrem Bayar, Anadolu’nun ilk yerleşim yerlerinden birisinin Afyonkarahisar olduğunu kaydetti. Tarihçi Dr. Muharrem Bayar, “Müzelerde bulunan tarihi eserler bize buranın geçmişinin çok zengin olduğunu göstermektedir. Belgelere dayalı Afyonkarahisar tarihi 10 bin yıllıktır. İslami dönemde bir tarihi süreç içerisinde devam edegelmiştir. Biz Afyonkarahisar’a baktığımızda kendi varlığımızı görüyoruz” dedi. “RAMAZANA BAYRAM HAVASI İLE GİRİLİR” Yaptığı açıklamalarla Osmanlı dönemindeki Ramazan geleneklerine de ışık tutan Tarihçi Dr. Muharrem Bayar, şöyle konuştu; “Ramazan ayı gelmeden önce bütün sokaklarda temizlikler yapılırdı. Gayrimüslimler Müslümanlara ait bu temizliğe hürmet gösterirdi. Temizlikler yapılır, bayramlıklar dikilir. Ramazan’a bayram havası ile girilir. Ramazan kutsal bir aydır. Kur’an-ı Kerim’de kutsallığı 13 ayrı yerde geçmektedir. Depolara yiyecekler konur. Ramazan 30 gün boyunca rahat huzurlu bir şekilde geçirilirdi.” “YEMEK KÜLTÜRÜMÜZ DAHA ZENGİNDİR” Anadolu kültüründe yemeğin ayrı bir öneminin bulunduğuna dikkat çeken Tarihçi Dr. Muharrem Bayar, “Her bölgenin kendisine has bir yemek zenginliği vardır. Afyonkarahisar’ın yemek kültürü daha zengindir. İftara önce çorba ile başlanır. Oruçlar, varsa zemzem suyu yoksa gül suyu hurmalar ile açılırdı. Çorbadan sonra et yemeği ikram edilir. Mutlaka her gün ayrı bir çeşit tatlı ile ikram yapılırdı. Bu Afyonkarahisar’ın yemek kültürünün çok zengin olduğunu mutlaka sahurda katmer, bükme, börek gibi yağlı hamur işlerinin yendiğini biliyoruz” şeklinde konuştu. “OSMANLIDA KAHVE KÜLTÜRÜ YOKTU” Osmanlı döneminde kahvehane kültürünün bulunmadığını da söyleyen Tarihçi Dr. Muharrem Bayar, bu kültürün yerini kıraathanelerin aldığını söyledi. Tarihçi Dr. Muharrem Bayar, “Kıraat okuma demekti. Okuma yerleri vardı. Oraya imam efendi gelir orada kitap okurdu. Bunların dışında meddahlar, orta oyuncular saz şairleri gelir. Bunlar sazlarını çalar, sahura kadar insanları eğlendirirdi. Aynı zamanda bunlar sahura kadar, öğrendikleri havadisleri getirir milleti bilgilendirirlerdi. O zaman gazete, telefon, televizyonlar yok. Bu seyyarlar köy köy şehir şehir gezdikleri yerlerdeki haberleri gittikleri yerlere anlatırlar. Bunlar bilmece düzerlerdi” dedi. (Gazete 3)