Hasan Cemal / Milliyet Gazetesi...rnrn rnrn... ama ırkçılık bayrağı sallamadan, Ermeni düşmanlığı yapmadan...rnrnHOCALI KATLİAMI ELBETTE ANILACAK, LANETLENECEKrnrnSloganlar: “Hepiniz Ermenisiniz, hepiniz piçsiniz! Bozkurtlar burada, Hrantlar nerede? Bugün ...

Gözden kaçırmayın

ERKMEN’DE SERA YAPIMINA BAŞLANIYORERKMEN’DE SERA YAPIMINA BAŞLANIYOR

Hasan Cemal / Milliyet Gazetesi…   … ama ırkçılık bayrağı sallamadan, Ermeni düşmanlığı yapmadan… HOCALI KATLİAMI ELBETTE ANILACAK, LANETLENECEK Sloganlar: “Hepiniz Ermenisiniz, hepiniz piçsiniz! Bozkurtlar burada, Hrantlar nerede? Bugün Taksim, yarın Erivan; bir gece ansızın gelebiliriz!” Gazete haberleri: “Hrant’ın katilleri lehine sloganlar atıldı. Beyaz bereliler Agos’a yürümek istedi.” Ve İçişleri Bakanı Şahin de meydanda: “O kanın hesabı sorulacaktır!”       Hocalı Katliamı… Bundan 20 yıl önce, Ermenistan’la Azerbaycan arasındaki Yukarı Karabağ Savaşı sırasında Ermenistan askerinin işlediği insanlığa karşı suç elbette anılacak ve lanetlenecek. Ama nasıl? Ermeni düşmanlığı yapmadan… Irkçılık yapmadan… Ermenileri hedef göstermeden… Ermenistan’ın yakın geçmişinde kepaze bir sayfa, kapkara bir lekedir Hocalı Katliamı. Evet öyledir. Bundan dolayı Ermenistan devletinin Azeriler’den özür dilemesi en başta insanlığın bir gereğidir. Ama bunu Ermenistan’dan talep ederken, halklar arasında husumet ve nefrete yol açmaktan özenle kaçınmak gerekir. Evet, Hocalı Katliamı anılmalıdır. Ama acıların esiri olmadan… Geçmişin tutsağı olanlar, acıların esiri olanlar dostluğun değil düşmanlığın, barışın değil savaşın yollarına taş döşerler. Pazar günü yapılan budur. Taksim Meydanı’ndaki Hocalı Katliamı mitinginde milliyetçiliğin, ırkçılığın, nefret söyleminin bütün olumsuzlukları ortalığa saçılmıştır. Barışın değil savaşın dili meydana hakim olmuştur. Yalın gerçek ne yazık ki budur. Atılan sloganlarla, taşınan pankartlarla, yapılan konuşmalarla barış değil, savaş tamtamları çalınmıştır Taksim Meydanı’nda, Atatürk Anıtı’nın önünde. “Hepiniz Ermenisiniz, hepiniz piçsiniz!” “Bozkurtlar burada, Hrantlar nerede?” “Bugün Taksim, yarın Erivan!” “Bir gece ansızın gelebiliriz.” Gazete haberleri: “Hrant’ın katilleri lehine sloganlar…” “Beyaz bereliler Agos’a yürümek istedi.” Ve böyle bir ortamda, İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin de Taksim Meydanı’nda sahne alıyor ve diyor ki: “O kanın hesabı sorulacaktır!” Elbette aklıma takılıyor. Beş yıldır Hrant Dink’le ilgili hiçbir anma törenine en ufak bir ilgi göstermeyen Ak Parti iktidarının önde gelen bir üyesi, Taksim’e geliyor, kana kan çağrısı yapabiliyor. Bu zihniyet barış kokmuyor. Dostluk kokmuyor. Empati yok bu kafada. Barış da yok, sevgi de… Ne yazık! Geçelim. Ama hiçbir zaman geçemeyeceğim, vurgulamaya hep devam edeceğim nokta şudur: Geçmişten husumet ve nefret çıkartan zihniyetle sonuna kadar mücadele etmekten başka çare yok. Acıların karşısına acı koyan, acıları birbiriyle mukayese eden, insanlığın mazide yaşadığı acılardan düşmanlık çıkaran kafanın çıkmaz olduğu gerçeğini hiç yılmadan anlatmak zorundayız. “Benim milliyetçiliğim senin milliyetçiliğine beş basar!” kafası yanlış kafadır, ırkçılık rezilliğini besleyen bir kaynaktır. Hocalı Katliamı elbette lanetlenecek. Ama Ermeni düşmanlığı yapmadan… Ermenileri hedef göstermeden… Ve İstanbul Ermenilerine tedirgin pazar günleri yaşatmadan…