Başucunda asılı saatte her geçen dakika onun ya lehine ya da aleyhine olacak

Gözden kaçırmayın

Afyon'da bugün nöbetçi eczanelerAfyon'da bugün nöbetçi eczaneler

Afyonkarahisar’da ikinci defa yakalandığı lösemi hastalığı sonrası yürüyemeyen ve ihtiyaçlarını karşılamayan 41 yaşındaki Eyüp Akduman, fırından bozma evinde köylülerinin desteği ile yaşama savaşı veriyor. Ailesinden ayrı olan ve çocuklarının dahi ilgilenmediği Akduman’ın en büyük isteği ise üzerine toprak dökülen evinin tavanının onarılması.  

  Sinanpaşa ilçesine bağlı Ayvalı Köyü’nde yaşayan Akduman adeta hayata karşı varlık mücadelesi vermeye çalışıyor. Fırından bozma köydeki evinde yaşamaya çalışan Akduman’a şuanda köylüleri bakıyor. 2015 yılında lösemi hastalığına yakalanan Akduman ağabeyinden yapılan ilik nakli ile hastalığı yeneceğini düşünürken nakilden kısa bir süre sonra bütün ümitleri yıkıldı. Enfeksiyona bağlı olarak hastalığı yeniden baş gösteren Akduman şuanda neredeyse yatalak bir şekilde hayatını sürdürmeye çalışıyor. Hiç kimsesinin olmadığını ve çocuklarının dahi kendisi ile ilgilenmediğini söyleyen Akduman, yaşlı gözlerlerle şunları anlattı:

  “Kalp çarpıntısı, yürüyememe, baş dönmesi şeklinde hastalığım kendisini gösterdi. Çalışamıyordum artık iyice güçsüzleştim. İlik naklinden sonra iyi biraz düzelmiştim sonra enfeksiyon kapmışım. Enfeksiyon kapınca 39 kilograma kadar düştüm yani öleceğimi bekliyordum. Benimle birlikte herkes bekliyordu ölmemi. Bakanım, sahip çıkanım yok kimsem yok. Aslında var yok herkes çalışıyor. Çocuklarım İzmir’de ben ayrıyım çocuklarımdan. Üç tane çocuğum var en büyüğü 20 yaşında biri 18 diğeri ise 12 yaşında hiç biri ilgilenmiyor.”

  

 “Gitme imkanım yok çünkü yürüyemiyorum”

  Üç aylık engelli maaşının rapor yenilenmesi gerekçesi ile kesildiğini ve hiçbir gelirinin olmadığını ifade eden Akduman, bu yüzden ekonomik anlamda da bütün ihtiyaçlarını köylülerinin ve arkadaşlarının karşılamaya çalıştığını dile getirdi. İhtiyaçlarını karşılamak için sürekli çevresinden yardım istediğini aktaran Akduman, “Eşimi, dostumu telefon ile çağırıyorum ‘şunu yapın, bunu yapın, kömürümü getirin’ diye. İki adım yer getiremiyorum kömürümü, odunumu getirip sobamı yakamıyorum. Ellere yaktırıyorum. Şuanda maaşım yok. 3 aydan üç aya bin 600 TL maaş alıyordum, dokuzuncu 15’inde onu da alamadım parayı kestiler. Dediler ki ‘raporun günü bitmiş, rapor yenilenecek.’ Raporu yeniledim halen bir faaliyet yok hastaneden raporu alıp Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’na götüremedim. Gitme imkanım yok çünkü yürüyemiyorum. Yürüyebilsem hepsini yapacağım, yürüyemiyorum” dedi.

  

 “Devletimizden yardım istiyorum”

  Yetkililerden yardım elinin uzanmasını bekleyen Akduman’ın en büyük isteği ise üzerine toprak dökülen evinin tavanının onarılması olduğunu kaydederek, “Benim her ay Ege Üniversitesi’nde kontrolüm var gidemiyorum. Tam 5-6 aydır gidemiyorum. Burada Afyon Kocatepe Üniversitesi Hastanesi’nde idare ediyorum. Gidiyor geliyorum onlarda bu kadar bakıyor. Biraz şişliğim iniyor eve geliyorum 3 gün sonra aynı şekilde şişiyor her tarafım. Yememi içmemi komşular getiriyor. Telefon açıyorum ‘karnım acıktı’ diyorum getiriyorlar. Devletimizden yardım istiyorum. Evimin her tarafı akıyor. Çatım akıyor yerler laminant parke yapılacaktı, tavandan toprak dökülüyor asma tavan yapılmasını istiyor” diye konuştu.

  

  Çocukluk arkadaşından büyük vefa

  Akduman’ın bir çok ihtiyacını karşılayan çocukluk arkadaşı Ahmet Başyiğit ise arkadaşını zor gününde yalnız bırakmayarak büyük bir vefa örneği gösteriyor. Arkadaşı Akduman’ın bir çok ihtiyacı ile ilgilenene ve ona yemek dahi yapan Başyiğit arkadaşının durumu ile ilgili olarak “Durumu hakikaten kötü konu komşu bakıyor. Yürüyemiyor, ne tuvalete çıkabiliyor nede ihtiyacını görebiliyor. Susadığında bile mecburen komşusunu aramak zorunda yani bunun yapacak hiçbir şeyi yok. Şuanda ele muhtaç. Çocukları var onlarda bakmıyor. Ailesi var onlarda işte iyi kötü nasıl ilgileniyorlar onu da bilmiyorum. Köylüye ve komşuya muhtaç bir şekilde” ifadelerini kullandı.

 

  Kedileri ile ilgilenip televizyon izleyerek vakit geçirmeye çalışıyor

  Öte yandan, hasta yatağında ümitle iyileşmeyi bekleyen Akduman’ın hemen başucundaki saat ise aslında her geçen dakikanın, zamanın onun lehine olduğunu gösteriyor. Başucunda asılı saatten zamanı takip eden Akduman’ın zor zamanlarında en büyük destekçileri ise penceresinin önünden ayrılmayan kedileri oluyor. Kedileri ile ilgilenip televizyon izleyerek vakit geçirmeye çalışan Akduman ümitle sağlığına kavuşacağı günleri hayal ediyor.