AFYON IHH BAŞKANI AHMET ERTÜRK’ÜNBASIN AÇIKLAMASI;

Gözden kaçırmayın

Afyon'da Fenerbahçe Sevdası: Ramazan Buluşması ve Spor SohbetleriAfyon'da Fenerbahçe Sevdası: Ramazan Buluşması ve Spor Sohbetleri

Suriye’de 7. yılına giren zalim Esed rejimi ve destekçileri katliam ve saldırılarına bu günde yenilerini eklemiştir. Bu sabah İdlib’in Han Şeyhun beldesine düzenlenen kimyasal silah saldırısında çoğunluğunu çocukların oluşturduğu 100'den fazla sivil ölmüş, yine çoğu çocuk 500 sivil yaralanmıştır. Ardından yaralıların tedavi edildiği Rahma Hastanesi ve yine yaralılara müdahale eden sivil savunma merkezlerine 5 defa saldırıda bulunulmuştur.

 

Yine İdlib’de Maret Numan bölgesinde Hastane vurulmuş, tedavi gören onlarca sivil yaralanmış, hastane kullanılamaz hale getirilmiştir. Şam’da kuşatma altında bulunan Doğu Guta Kabun mahallesinde çok sayıda hava saldırısı olmuştur. Duma’da ise engelli sağlık merkezi vurulmuş, Hama’da birçok noktaya aynı anda hava saldırıları düzenlenmiş ve İHH İnsani Yardım Vakfı tarafından desteklenen ekmek fırını dahi vurulmuştur.

 

Bu görüntüler ilk değildir. Maalesef Dünya Devletlerinin şu an ki tutumlarına bakılırsa son da olmayacaktır. Obama döneminde kırmızı çizgi ilan edilen kimyasal saldırı, 2013 yılında gerçekleştirilmiş, ancak ne kırmızı çizgi kalmış ne de zulme engel olunmuştur.

 

Dünya devletlerinin oynadığı barış tiyatrosunun kurbanı maalesef yine Suriyeli masum siviller, kadınlar çocuklar oluyor. Halep işgalinden sonra Batı adeta tüm Suriye muhalefetini terör örgütü olarak kabul etmeye başlamış PYD/PKK gibi terör örgütlerini ise “özgürlük savaşçısı” ve “terörle mücadelede müttefik” olarak kabul etmekte ve karadan havaya füzeler dahil olmak üzere her türlü ağır silahla donatmaya hız vermiştir.

 

Türkiye’nin DAEŞ ve PYD/PKK terör örgütlerine karşı mücadelesinde ise ABD-Rus ittifakı ve onlara eklemlenen mezhepçi çetelerin Türkiye’ye karşı ittifak oluşturduklarını görmekteyiz.

 

Cenevre’de başlayan güya “Barış Görüşmeleri” müzakereci devletler ve yetkililerin tatil yapmalarından başka bir işe yaramamıştır. Aynı şekilde büyük umut olarak sunulan Astana Barış Görüşmeleri’nde de Türkiye ve Türkiye kamuoyunun oyalanmaya çalışıldığı, “iç gündemin yoğunluğundan” ise medyada Suriye de yaşanan katliamlara yer verilmediğine üzülerek şahit olmaktayız.

 

Türkiye’nin tüm iyiniyetli çabalarına, barış görüşmelerinin yürümesi için gösterdiği samimi ve yoğun çalışmalara rağmen, Suriye de barış için bir yol alınamamaktadır. Dünya devletleri bu gayretli barış çalışmalarını adeta sabote etmektedir.

 

Buradan kamuoyunu, yapılan tüm zulümlerde olduğu gibi, bu zulümde de Suriyeli mazlum kardeşlerimizin yanında bulunmaya davet ediyoruz.