Özel PARKHAYAT Akşehir Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Bektaş Murat tansiyon hastalığı hakkında dikkat çekici bilgiler aktardı.

Tansiyon nedir?

Her bir kalp atımında, kalp kanı önce pompalar, sonra kanın yeniden kalbe dolması için istirahat haline geçer. Kan pompalandığında oluşan atardamar duvarındaki istirahat halinde oluşan en yüksek basınç sistolik kan basıncını (büyük tansiyon), en düşük basınç ise diyastolik kan basıncını (küçük tansiyon) meydana getirir.

Farklı iki günde en az iki kez yapılan ölçümlerde 18 yaşını geçmiş bir bireyde büyük tansiyonun 140 mm Hg (civa basıncı) ve üzerinde ya da küçük tansiyonun 90 mm Hg ve üzerinde olmasına hipertansiyon (yüksek tansiyon) adı verilmektedir.

Kan basıncı için normal değerler büyük tansiyonun 120 mm Hg’nın, küçük tansiyonun ise 80 mm Hg’nın altında olmasıdır.

Ülkemizde yüksek tansiyon oldukça yaygın bir problemdir:

* Yetişkin her 3 kişiden 1’inde yüksek tansiyon vardır.

* Hastaların %45’i yüksek tansiyon hastası olduğunun farkında değildir.

* Tedavi altında olan hastaların ise %46’sının tansiyonu kontrol altında değildir.

Yüksek tansiyonun risk faktörleri nelerdir?

* Yaş: Yüksek tansiyon görülme oranı ilerleyen yaşla birlikte artar. Buna karşın tansiyon yüksekliği genellikle ilk olarak 35-50 yaşlarında saptanır.

* Cinsiyet: 50 yaşın altındaki grup ele alındığında erkeklerde daha sık görülür. 55 yaşından sonra ise kadınlarda görülme sıklığı daha fazladır.

* Kalıtım: Yüksek tansiyonlu kişilerin yaklaşık %60'ında ailede de tansiyon yüksekliği söz konusudur.

* Aşırı kilo: Aşırı kilosu olanların yaklaşık %40'ında yüksek tansiyon görülmektedir. Genç hastaların ise yaklaşık üçte biri fazla kiloludur.

* Şeker hastalığı: Şeker hastalarında yüksek tansiyona çok sık rastlanır.

* Aşırı tuz tüketimi: Yüksek tansiyona yol açan nedenlerden biridir.

* Fiziksel aktivitelerin azlığı: Yüksek tansiyon görülme olasılığını artırır.

* Alkol tüketimi: Alkol kullananlarda yüksek tansiyon görülme sıklığı artar.

* Stres: Yüksek tansiyonun ortaya çıkmasını kolaylaştırabilir.

Yüksek tansiyon sinsi bir hastalıktır ve hiçbir belirti görülmeyebilir. Bununla birlikte en sık görülen belirtiler şunlardır:

• Enseden alın bölgesine doğru yayılan baş ağrısı • Baş dönmesi • Kulak uğultusu ve kulak çınlaması • Burun kanaması • Çarpıntı • Terleme

Yüksek tansiyon kalbin iş yükünü artırır ve atardamarlara zarar verir. Zaman içerisinde özellikle kalp, böbrek, göz ve beyne kan götüren atardamarlarda hasar oluşur. Böylece Yüksek tansiyon felç, kalp krizi ve böbrek yetersizliğinin en önemli nedenlerinden biridir.

Tansiyon Hastalığının Tedavisinde dikkat edilmesi gereken durumlar

Yüksek tansiyon kronik bir hastalık olduğu için hayat boyu belirli aralıklarla doktor gözetimi ve ömür boyu tedavi gerektirir. Bu nedenle doktorun yönlendirmesi ve hastanın uyumu daha başarılı bir tedavi için şarttır.

* Önerilen ilaçlar düzenli şekilde kullanılmalıdır.

* Kan basıncı yüksekliğinin kontrol altına alınabilmesi için birden fazla ilaç kullanmak gerekebilir.

* İlaç tedavisine devam ederken kan basıncı düzeyi takip edilmelidir.

Öncelikle yüksek tansiyon saptanan hastaların yaşam tarzlarını değiştirmesi gerekir. Yaşam tarzı değişikliği en az ilaçlar kadar önemli olup tansiyon kontrolünü sağlamada çok büyük rolü vardır

Yaşam Tarzı değişikliği nelerdir?

Sağlıklı beslenin

* Daha çok meyve, sebze, potasyum ve tam tahıl tüketin.

* Tuz, doymuş ve trans yağ tüketimini azaltın.

Tuz tüketimini azaltın. Türkiye'de:

* Kişi başı ortalama tuz tüketimi 14.8 gr'dır.

* Tükettiğimiz tuzun %30'u ekmekten geliyor.

Alkol ve Sigara tüketimi

* Alkol tüketimini sınırlandırın. Kadınlar günde 1 bardak, erkekler günde 2 bardaktan fazla alkol tüketmemeliler.

* Sigarayı bırakın.

Egzersiz yapın.

* Hareketli olun ve kilonuzu kontrol altında tutun.

* Her gün yarım saat tempolu yürüyüş yapın.

Evde tansiyon ölçerken nelere dikkat edilmelidir?

* Tansiyon her gün aynı saatte, örneğin her sabah ve akşam aç karnına ve tansiyon ilaçlarını almadan önce ölçülmelidir.

* Tansiyon her seferinde 1-2 dakika ara ile ikişer kez ölçülmelidir yani günde 4 ölçüm yapılmalıdır.

* Ölçümden önce 5 dakika dinlenin.

* Rahatsız, tedirgin, stresli olduğunuzda, üşüdüğünüzde veya ağrınız olduğunda tansiyonunuzu ölçmeyin.

* Yemekten sonra en az iki saat, kahve veya sigara içtikten sonra en az yarım saat bekleyin.

* Ölçümden önce gerekirse mesane ve bağırsaklarınızı boşaltın.

* Kan basıncı ölçüm aletinin manşonu ile kol çevresi uyumlu olmalıdır. Kol çevreniz aletinizin manşon boyutundan geniş ise kan basıncınız olduğundan yüksek, dar ise olduğundan düşük ölçülür.

* Kolunuzdan tüm giysilerinizi çıkartın ve kolunuzu sıkmayacak bir giysi tercih edin.

* Sırtınızı destekleyen ve yanında kolunuzun altına destek olacak kolluk veya masa gibi bir mobilyanın bulunduğu sert bir sandalyeye dik oturun.

* Kolunuzun altına kalp hizasına gelmesini sağlamak için bir yastık ya da havlu koyun

Kaynak: türk kardiyoloji derneği web sitesi